I- SONA ERME
A) GENEL OLARAK
Anonim şirketler, tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerindendir. Bu tüzel kişiliğin sona ermesi, anonim şirketin hukuki varlığının ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Tüzel kişiliğin tam olarak sona ermesi ise, belirli bir sürecin tamamlanması ile mümkün olabilmektedir. Bu sürecin sonunda anonim şirketin tüzel kişiliği kaybedilmekte ve hukuki varlığı ortadan kalkmaktadır. Söz konusu sona erme süreci farklı sebeplere bağlı olarak başlayabilmektedir. Bu sona erme sebepleri genel sebepler ve özel sebepler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
B) SONA ERME SEBEPLERİ
1) Genel Sone Erme Sebepleri
– Esas sözleşmede belirlenen sürenin sona ermesi: Anonim şirketlerin belirli süreler için kurulması zorunluluğu yoktur. Ancak şirket bir süre ile sınırlandırılmak isteniyorsa, bu süre esas sözleşmede gösterilmelidir. Bir anonim şirketin esas sözleşmesinde öngörülen sürenin bitmesi ile anonim şirket sona erer. Ancak bu sürenin bitmesine rağmen şirket faaliyetlerine fiilen devam edilmesi halinde, şirket belirsiz süreli şirket olarak işleyişini sürdürür.
– İşletme konusunun gerçekleşmiş olması veya gerçekleşmesinin imkansız hale gelmesi:
– Esas sözleşmede öngörülebilecek diğer haller:
– Fesih: Esas sözleşmede açıkça düzenlenmemiş olsa bile, borçlar hukukundaki temek ilkelerden biri olan sözleşme serbestisi ilkesi gereğince ortakların iradesi ile tüzel kişilik sonlandırılabilir. Bu şekilde feshe karar vermeye yetkili organ genel kuruldur. Bu yetki genel kurulun devredilemez yetkileri arasındadır. BU yöndeki bir fesih kararı için genel kurulda ağırlaştırılmış nisap, yani sermayenin en az %75’ini oluşturan pay sahiplerinin olumlu oyları aranmaktadır.
– Kanunda öngörüşmüş diğer haller ;
- Kamu düzenine veya işletme konusuna aykırı işlemlerde ve faaliyetlerde bulunmak
- Esas sermayenin üçte ikinin kaybedilmesi
- Kuruluşta eksiklik
- Şirketin amacının kanuna ve ahlaka aykırı olması
- Şirketin tabiiyetinin değişmesi ve merkezin yurt dışına nakli hali
2) Özel Sona Erme Sebepleri
a) Organların Eksikliği
TK.530’a göre uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa mahkemeden şirketin feshi istenebilir. Organ eksikliği sebebiyle şirketin feshinin istenebilmesi için organ eksikliği olmalı yani kanunen gerekli organlardan biri mevcut olmamalı veya genel kurul toplanamıyor olmalı ve organ eksikliği uzun süredir var olmalıdır.
Organ eksikliği sebebiyle mahkemeden fesih talep hakkı olanlar ise; pay sahipleri, şirket alacaklıları ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığıdır.
b) Haklı Sebeple Fesih
TK.531 ile Türk hukukunda ilk kez anonim şirketlerde haklı sebeple fesih imkanı getirilmiştir. Yeni getirilen bu müeyyide ile azlık pay sahiplerinin menfaatlerinin ağır bir şekilde ihlali halinde, haklı sebeplerden dolayı hakim kararıyla anonim şirkete son verilmesi söz konusu olabilecektir.
aa) Dava
Şirketin tüzel kişiliği bir hakim kararıyla sona erdirilebilir. Bu şekilde sona erdirme resen değil; ancak bir dava ile mümkün olur.
Haklı sebeplerle fesih davası açmak, azlık pay sahiplerine tanınmış bir haktır. BU sebeple kural olarak anonim şirketlerde sermayenin en az onda birine veya halka açık anonim şirketlerde ise yirmide birini temsi eden pay sahipleri haklı sebeplerin varlığı halinde fesih davası açma hakkına sahiptirler.
bb) Haklı Sebepler
Haklı sebep kavramından neyin anlaşılması gerektiği veya sebeplerin neler olduğu kanunda tanımlanmamıştır. Bununla beraber, pay sahiplerinden onjektif olarak şirketin ortağı olmaya devam etmelerinin beklenemeyeceği ve üçüncü kişilerin de menfaatlerinin şirketin devam etmesini mecbur kılacak şekilde olmadığı durumlarda haklı sebebin varlığından söz edilir. Fesih en son çare olmalıdır.
cc) Hakimin Duruma Uygun Çözümleri
Hakim, ileri sürülen sebepleri haklı sebep bulsa bile fesih kararı vermek zorunda değildir. Zira kanunda haklı sebep kavramı tanımlanmamıştır. Böyle bir durumda MK.4’e göre kanunun haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir. Bunun sonucu olarak şirketin feshini haklı kılan sebeplerin varlığına rağmen, yaşatılmasının ekonomik ve rasyonel açıdan daha doğru olacağına kanaat getirilmesi de mümkündür. BI kanaatte olan hakim
şirketi feshetmek yerine TK.531’deki şu çözümleri tercih edebilir:
– Şirketten çıkarma: Fesih talebinde bulunan pay sahiplerinin paylarının gerçek değerinin ödenmesine ve şirketten çıkarılmasına karar verilebilir. Bu durumda şirkete %10’a kadar kendi payını alma hakkı tanınabilir.
– Duruma uygun alternatif başka bir çözüm: Hakim duruma uygun düşen ve sadece davacının değil, diğer pay sahiplerinin ve hatta işçiler gibi bu karardan etkilenecek üçüncü kişilerin de kabul edeceği başka bir çözüme karar verebilir. Bunun için gerekli iki şart vardır:
- Duruma uygun olma
- Kabul edilebilir olma
II- TASFİYE
A) GENEL OLARAK
Tasfiye, sona erme sebebinin ortaya çıkması ile başlayan ve şirketin ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliğin ortadan kalkması ile sona eren bir süreci ifade etmektedir. Bu süreçte tasfiye görevlileri tarafından tüzel kişinin alacakları tahsil edilip, tüm malvarlığı paraya çevrilip ve borçları da ödendikten sonra geriye kalan net malvarlığı pay sahiplerine dağıtılacaktır. Daha
sonra tüzel kişiliğin ticaret unvanının sicilden terkin edilmesi ile tasfiye süreci tamamıyla son bulacaktır.
Tasfiye sürecine giren bir anonim şirketin tüzel kişiliği devam eder. Ancak yetkileri tasfiye amacıyla sınırlandırılmıştır. Organlar varlığını devam ettirirken pay sahiplerinin hakları daralır. Anonim şirketin kar elde etme amacı pasifleşir.
B) TASFİYE SÜRECİ
1) Tasfiye Memuru
a) Atanması
Kural olarak tasfiye, yönetim kurulu tarafından yapılır. Ancak, esas sözleşme veya genel kurul kararıyla mevcut yönetim kurulu yanına ayrıca tasfiye memurları atanması da mümkündür. Tasfiye memurları pay sahiplerinden birisi veya üçüncü bir kişi olabilir. Yönetim kurulu tasfiye memurlarını ticaret siciline tescil ve ilan ettirmekle yükümlüdürler. Yalnız üçüncü kişilerin tasfiye memuru
atanmasında değil, tasfiye işlerinin yönetim kurulunca yapılması halinde de yönetim kurulunun tescil yükümlülüğü bulunmaktadır.
**Şirketin feshine mahkemenin karar verdiği durumlarda tasfiye memuru da mahkemece atanır.
**Temsile yetkili tasfiye memurlarından en az birisinin Türk vatandaşı olması ve yerleşim yerinin Türkiye’de bulunması şarttır.
b) Görevden Alınması
Tasfiye memurlarının görevden alınması üç şekilde gerçekleşir:
– Genel kurul tarafından görevden alınma
– Mahkeme tarafından görevden alınma: pay sahiplerinden birinin talebiyle ve haklı sebeplerin varlığında mahkeme tasfiye memurunu görevden alabilir
– Türk vatandaşlığı eksikliğinin giderilmesi amacıyla, tasfiye memurlarından birinin görevden alınarak yerine şartları taşıyan yeni bir memurun mahkemece atanmasıdır.
c) Tasfiye Memurlarının Aktifleri Satma Yetkisi
Tasfiye memurları, genel kurul aksini kararlaştırmamışsa, şirketin aktiflerini pazarlık yoluyla da satabilir. Önemli miktarda aktif satışının gerçekleştirilebilmesi için genel kurul kararı gereklidir.
C) Yetkilerin Sınırlandırılması ve Genişletilmesi
Temsil ve yönetim yetkileri tasfiye memurlarına aittir. Tasfiye halindeki şirketi tasfiye ile ilgili konularda mahkemelerde ve dış ilişkide tasfiye memurları temsil eder. Tasfiye memurlarına kanunla tanınmış bu yetkiler devredilemez. Bununla birlikte belirli uygulama işlemlerinin yapılabilmesi için, tasfiye memurlarından birisine veya üçünü bir kişiye temsil yetkisi verilebileceği kanunen kabul edilmiştir.
Tasfiye memurlarının üçüncü kişilerle tasfiye amacı dışında yaptığı işlemler şirketi bağlar. Ancak üçüncü kişinin işlemi tasfiye amacının dışında olduğunu bildiği veya halin gereğinden bilmesinin mümkün olduğunun ispat edildiği işlemler söz konusu olduğunda bu işlemler şirketi bağlamaz.
Tasfiye memurları birden fazla ise, yapılan işlem ile şirketin bağlanabilmesi için, imzaya yetkili iki memurun şirket unvanı altında imza atmaları gerekir. Ancak bunun aksi genel kurul kararı ile kararlaştırılabilir.
2) Tasfiye İşlemleri
a) İlk Envanter ve Bilanço
Tasfiye memurları görevlerine başlar başlamaz, şirketin tasfiye sürecinin başlangıcındaki durumunu inceler. Tasfiye memurları gerekirse şirket mallarına değer biçmek için uzmanlara başvurarak şirketin mal varlığını ve finansal durumunu gösteren bir envanter ile bilanço düzenler ve genel kurulun onayına sunar. Envanter ve bilançonun genel kurul tarafından onaylanmasından sonra tasfiye memurları, şirketin envanterde yazılı bütün malları ile belgelerine ve defterlerine el koyar.
b) Alacaklıların Çağırılması ve Korunması
Şirket alacaklılarının çağırılmasında alacaklılar ikiye ayrılmıştır. Bunlardan alacaklı oldukları şirket defterinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerlerim yerleri bilinen işiler taahhütlü mektup ile şirketin sona erdiği konusunda bilgilendirilir ve alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye çağırılır. Diğer alacaklıların bilgilendirilmesi ve başvuruya çağrısı ise TTSG’de, şirketin internet sitesinde ve aynı zamanda esas sözleşmede öngörüldüğü şekilde, birer hafta arayla yapılacak üç ilan ile gerçekleştirilir.
Çağrıya rağmen alacaklı oldukları bilineneler, bildirimde bulunmazlarsa alacaklarının tutarı Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca belirlenecek bir bankaya depo edilmek zorundadır. Tasfiye memurları, şirketin henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda parayı notere depo etmekle de yükümlüdürler.
c) Tasfiye Sonucu Dağıtma
Tasfiye halinde bulunan şirketin borçları ödendikten ve pay bedelleri geri verildikten sonra kalan varlığı, esas sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça pay sahipleri arasında, ödedikleri sermayeler ve imtiyaz hakları oranında dağıtılır. Tasfiye payında imtiyazın varlığı halinde esas sözleşmedeki düzenlemelere uyulur. Alacaklılara üçüncü kez yapılan çağrı tarihinden bir yıl geçmedikçe kalan varlık dağıtılamaz. İstisnası alacaklılar için bir tehlike bulunmadığı takdirde mahkemenin dağıtmaya izin vermesidir.
**Tasfiye sonunda defterler ve tasfiyeye ilişkin olanlarda dahil tüm belgeler TK.82’ye göre saklanmak zorundadır.
**Tasfiyenin sona ermesi üzerine şirkete ait ticaret unvanının sicilden silinmesi tasfiye memurları tarafından sicil müdürlüğünden istenir. İstem üzerine silinme tescil ve ilan edilir.
**Tasfiye sürecinde pay sahipleri ile tasfiye memuru arasında çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümü basit yargılama usulüne tabidir. Mahkeme kararını 30 gün içinde verir.
**Tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan dolayı sorumludurlar.
III- EK TASFİYE
Ek tasfiye, tasfiye işlemleri tamamlanıp, tasfiyenin bitirilmiş olmasına rağmen, daha sonra başkaca tasfiye önlemleri alınmasının zorunlu olduğunun anlaşılması üzerine başvurulan geçici tedbirdir.
– Ek tasfiye kararı geçici bir tedbir kararıdır.
– Ek tasfiye ile yeni bir hukuki durum meydana getirilmemektedir.
– Ek tasfiye ile ihmal edilmiş tedbirler alınmaya çalışılmaktadır.
– Yapılması ihmal edilmiş tasfiye işlemlerinin yapılmasını takiben şirket yine sona erdirilecektir.
Tasfiyenin kapanmasından, yani şirketin ticaret sicilinden terkininden sonra ek tasfiye işlemlerinin zorunlu olduğu ortaya çıkarsa şirket yeniden sicile tescil edilir. Şirketin yeniden tescilini sadece son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar şirketin terkinden önce bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden istemeye yetkilidir. Ek tasfiye yapılmasını zorunlu kılabilecek durumlar özellikle şunlar olabilir:
– Şirkete ait bazı aktiflerin, dağıtım sırasında dikkate alınmamaları sebebiyle, dağıtım dışında bırakılmaları
– Anlaşmazlık konusu olan ve bu sebeple tasfiyeye lişkin özel hüküm gereği tevdi edilmiş veya güvenceye bağlanmış bir borç bulunması, borç ile ilgili uyuşmazlığın şirket lehine çözülmesi ve söz konusu borçların karşılıklarının boşta kalması
– Mal varlığının dağıtımı esnasında ilgili kanuni hükümlere uyulmaması
– Pay sahiplerince haksız olarak alınmış olan tasfiye payları için geri verme davasının açılmasının gerekmesi-Organlara karşı sorumluluk davası açılması
– Şirket tarafından yapılması ve web sitesine koyulması gerekli o lan açıklamalar ve şirket tarafından kabul edilmesi zorunluluğu bulunan işlemlerin varlığı
Yeniden tescil isteminde bulunabilmesi ve ek tasfiye yapılabilmesi üç şartın gerçekleşmesine bağlıdır. Bu şartlar:
– Menfaat şartı
– Amaca ulaşma şartı
– Dava şartı
IV- TASFİYEDEN DÖNME
Tasfiyeden dönme, tasfiye haline giren bir şirketin genel kurulunun alacağı bir karar ile söz konusu şirketin tasfiye gayesi güden bir şirket olmaktan çıkarılıp, tekrar kar elde etme amacı güden ve varlığını devam ettiren bir şirket haline dönüştürülmesidir. Tasfiyeden dönme sadece şirketin süresinin dolması veya genel kurul kararıyla sona erme hallerinde mümkündür. Diğer sona
erme sebeplerinin varlığı halinde tasfiyeden dönme yapılamaz. Ayrıca tasfiyeden dönebilmek için pay sahipleri arasında şirket mal varlığının dağıtımına başlanmamış olmalıdır.
Tasfiyeden dönme kararı alçak genel kurul, toplantıya yönetim kurulu veya tasfiye memurları tarafından davet edilir.
Tasfiyeden dönme kararı nihai bir karar olup, sonrasında şirket normal ticari seyrine dönmektedir. Tasfiyeden dönme kararı, şirket gayesinde değişikliğe yol açar ve tasfiye esnasında tasfiye gayesini benimsemiş olan tasfiye şirketi olarak adlandırılan şirket, bu pasif gayeden dönerek gelir elde etmeye ve ticari faaliyetler icra etmeye yönelik aktif bir gayeye yönelir.
MÜCBİR SEBEP (ZORLAYICI SEBEP) HALİNDE ÇALIŞMAYAN İŞÇİLERİN PRİMLERİ