Depremden etkilenen ve OHAL ilan edilen illerde bulunan özel sektör çalışanlarının çalışma durumuna ilişkin henüz bir düzenleme öngörülmemiştir. Bu yazımızda sizlerle deprem sonrası işçilerin, işverenlerin ve vefat edenlerin yasal mirasçılarının durumlarından ve yasal haklarından kısaca bahsedeceğiz.
Yazı İçeriği
ToggleDEPREM NEDENİYLE İŞVEREN İŞÇİNİN İŞ AKDİNİ FESHEDEBİLİR Mİ?
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinde işverene önceden bildirimde bulunmaksızın iş sözleşmesini derhal feshetme imkânı tanınmıştır. 25. Maddeyi deprem üzerinden inceleyecek olursak;
- Depremden sağlığı doğrudan etkilenen ve tedavi sürecinde olan işçilerin durumu, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin 1. Fıkrası hükmüne göre işverene haklı nedenle derhal fesih imkanı tanımamaktadır.
- 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesi kapsamında işçinin deprem sebebiyle gördüğü tedavi sonucunda tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakında bulunduğunun Sağlık kurulunca saptanması durumunda işverenin haklı nedenle fesih imkanı bulunmaktadır. Ancak bu raporların işçinin ihbar süresini 6 hafta geçmesi gerekmektedir. Bu durumda işveren kıdem tazminatını ödeyerek iş akdini feshedebilir.
- 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin 3. fıkrası gereğince işçinin bir haftadan uzun süre çalışmasını alıkoyan bir durumun varlığı halinde işveren işçinin kıdem tazminatını ödeyerek iş akdini sona erdirebilir. Depremden sağlığı doğrudan etkilenmediği halde yakınlarının ölümü, hastalığı yaşanan mal kayıpları vb. benzeri zorlayıcı nedenlerle bir haftadan fazla süre ile işe devam edemeyen işçinin iş sözleşmesi bu madde kapsamında haklı nedenle sona erdirilebilir. Bu belirlenen 1 haftalık süre düzenleyici bir süredir. İşveren işçinin iş dönmesini de bekleyebilir. Ancak bekleme süresi içerisinde bir haftaya kadar her gün için işveren tarafından işçiye yarım ücret ödenmesi gerekmektedir. Bir haftadan sonra işverenin bu zorunluluğu bulunmamaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nda geçerli sebeple fesih halleri de düzenlenmektedir.
- Deprem sebebiyle ekonomik olarak zarar gören işveren de işletmesel sebepler ile ihbar ve kıdem tazminatlarını ödeyerek işçilerin iş akdini geçerli nedene dayanarak feshedebilir.
DEPREM SONRASINDA İŞÇİ İŞ AKDİNİ FESHEDEBİLİR Mİ?
4857 sayılı İş Kanununun 24. maddesinin 3. Fıkrası uyarınca işçiye de haklı nedenle fesih imkanları tanınmıştır. Deprem sebebiyle iş yerinin yıkılması, ağır hasar alması, işverenin depremden etkilenmesi vs sebepleriyle işçilerin çalışmaya hazır olduğu halde işyerinde çalışmanın bir haftadan fazla süre ile durmasına sebebiyet verecek zorlayıcı sebeplerin çıkması halinde işçiler bir haftalık bekleme süresi akabinde işçiler iş akitlerini haklı nedenle feshedebilir. İşçilerin sözleşmeyi bir haftalık bekleme süresinden sonra feshetme zorunluluğu bulunmamaktadır. Zorlayıcı sebep devam ettiği sürece haklı nedenle feshedebilir.
DEPREM SONRASI İŞÇİ İŞE GİDEMEZSE NE OLUR?
4857 Sayılı İş Kanunu’nda işçinin arka arkaya 2 gün işe gitmemesi durumunda yahut kanunda belirtilen şekilde devamsızlık yapması hallerinde işverene devamsızlık sebebiyle iş akdini fesih imkanı tanınmıştır. Ancak işçi işe gitmemesi durumunu meşru bir mazerete dayandırırsa bu durumda işveren iş akdini feshedemeyecektir, feshetse dahi bu fesih geçersiz olacaktır. Deprem sebebi ile işe gidemeyen çalışanların durumu da meşru bir mazeret olduğu için çalışanların bu sebeple işe gitmemesi durumunda işveren tarafından devamsızlık sebebiyle feshedilemez.
DEPREM SONRASI HAYATINI KAYBEDEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATI, YILLIK İZİN ALACAĞI VE ÜCRET VE ÜCRET BENZERİ DİĞER İŞÇİLİK ALACAKLARI NE OLACAKTIR?
a. Kıdem Tazminatı:
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 120. Maddesi uyarınca ve yürürlüğü devam eden 1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesi uyarınca kıdem tazminatı almak için gerekli şartları sağlamış ve deprem sonucu hayatını kaybeden işçilerin yasal mirasçıların işverenden kıdem tazminatını isteme hakkı bulunmaktadır.
Kıdem tazminatı işveren tarafından defaten ödenmesi gereken bir haktır. Vefat eden kişinin yasal mirasçıları noterden veya sulh hukuk mahkemesinden çıkaracaklar veraset ilamı ile bunu kanıtlamak durumundadırlar.
Yasal mirasçı olan kişiye işveren tarafından tazminatın ödenmemesi durumunda yasal mirasçı olarak önce arabuluculuğa başvurarak işverenden talep edecektir. Arabuluculukta anlaşılmaması durumunda son anlaşmama tutanağının aslı da eklenerek işverenin yerleşim yeri ya da işçinin çalıştığı yerdeki iş mahkemesine başvurmak suretiyle kıdem tazminatın dava yoluyla talep edebilecektir.
Zamanaşımı işçinin vefat ettiği tarihten itibaren 5 yıl süreye tabidir. Arabuluculukta geçen süre 5 yıllık süreden mahsup edilir.
b. İhbar Tazminatı :
İşçinin vefatı halinde yasal mirasçıları ihbar tazminatı talep edemez.
c. Yıllık İzin Ücreti Alacağı:
1 tam yıl çalışma süresini dolduran işçinin kıdem süresine göre yıllık izin kullanma hakkı bulunmaktadır. İş akdi hangi sebeple sonra ermiş olursa olsun depremde vefat eden ya da vefat etmese de hiçbir sebep göstermeden istifa ederek iş akdini feshetmesi durumu da dahil olmak üzere kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretler de yasal mirasçıları tarafından istenebilecektir.
d. Ücret ve ücret benzeri diğer işçilik alacakları:
İşçi eğer vefatından önceki çalışmasının karşılığı olan ücretleri, fazla mesai ücretleri hafta tatili, bayram ve genel tatillerdeki çalışmalarına ait ücretleri vb. parayla ölçülebilen hakları almadıysa yasal mirasçıları bu hakları işverenden talep edebilecektir.
ÖLÜM TAZMİNATI NEDİR ?
Türk Borçlar Kanunu’nun 440. Maddesi gereği işçinin ölümü halinde işveren tarafından işçinin sağ kalan eşine ve ergin olmayan çocuklarına, bunlar yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere ölüm gününden başlayarak bir aylık, hizmet ilişkisi bel yıldan uzun bir süre devam etmişse de iki aylık ücret tutarında bir ödeme yapmakla yükümlüdür.
Bir aylık ölüm tazminatının ödenmesi için işçinin bir gün dahi olsa işyerinde çalışmış olması yeterlidir. İş sözleşmesinin türü ölüm tazminatı istenebilmesi bakımından önem taşımaz. Ödemenin vefat tarihinden itibaren hemen yapılması gerekir.
Ölüm tazminatı ve kıdem tazminatı birlikte talep edilemez, diğer bir deyişler, kıdem tazminatı istenebilen hâllerde ölüm tazminatı istenemez.