Sahipsiz Gemi

sahipsiz gemi

Sahipsiz gemi, gemi sicil kayıtlarında malikinin kim olduğu belirlenemeyen veya mülkiyeti resmi olarak terk edilmemiş gemilere verilen isimdir. Türk Ticaret Kanunu’nun 998. maddesi,

“Sahipsiz bir gemiyi sahiplenme hakkı sadece Devletindir. Sahipsiz gemi, sicil kayıtlarından malikinin kim olduğu anlaşılamayan veya usulüne uygun olarak mülkiyeti terk edilmiş olan gemidir.

Devlet kendisini gemi siciline malik olarak tescil ettirmek suretiyle gemi üzerindeki mülkiyeti iktisap eder.”

şeklinde ifade edilmek üzere açıklamıştır.

Sahipsiz gemilere ilişkin en önemli konulardan biri, geminin mülkiyetinin nasıl elde edilebileceğidir, bu da kanun maddesinden anlaşılabilir. Ancak, sahipsiz gemilerin mülkiyeti konusunda tam bir açıklama için, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan zilyetlik, mülkiyet hakkı ve kazanımı gibi kavramlarla da ilgilenmek gerekmektedir.

Özetle, sahipsiz gemilerin mülkiyeti konusunda Türk Ticaret Kanunu’nda tek bir madde yer alsa da, bu maddenin kapsamı Türk Medeni Kanunu’ndaki zilyetlik ve mülkiyet kazanımı kavramlarıyla bağlantılıdır. Bu nedenle, sahipsiz gemilerin mülkiyetinin nasıl ve kim tarafından kazanılabileceği konusunda daha geniş bir perspektif gerekir.

Sicile Kayıtlı Sahipsiz Gemi

İhraz veya sahiplenme, sahibi belli olmayan bir eşyaya sahip olma amaçlı el koyma işlemidir. Gemi, sahibinin kimliği ve geminin tabiiyeti ve güvenliği için çok önemli bir rol oynar. Gemi sicili, geminin kayıtlı olduğu ülke bayrağı ve üzerindeki haklar gibi bilgilerin yanı sıra gemi malikini de içerir. Ayrıca, gemi sicili herkese açık olduğundan, sicile güven duymak için kontrol edilebilir. Bu nedenle, geminin malikinin kim olduğu açıkça görülebilir.

Geminin sahipliği hakkında belirsizlik durumunda Türk Ticaret Kanunu 998. madde, “malikin kim olduğu anlaşılmayan” ifadesine dikkat çekmektedir. Eğer gemi sahipsiz ve kayıtsız ise, geminin malikinin kim olduğu belirsizdir. Ancak gemi sahibi, gemi siciline kaydedildikten sonra geminin üzerindeki mülkiyet hakkından vazgeçebilir. Bu durumda, gemi sahipsiz hale gelir ve sadece devlet sahiplenme hakkına sahip olur. Devlet, gemiyi kendisi adına tescil ettirerek mülkiyet hakkını elde eder. Bu durum Türk Ticaret Kanunu 1004. madde ile düzenlenmiştir.

Gemi sicili sadece mülkiyet hakkını değil, aynı zamanda ipotek ve intifa haklarını da içermektedir. İpotek hakkı, belirli bir alacağa dayalı olarak verilen bir güvence hakkıdır. İntifa hakkı ise, bir malikin kullanma, semerlerinden yararlanma ve tüketme yetkilerinin bir başkasına tahsis edilmesidir.

Sonuç olarak, gemi sahibinin belirsizliği durumunda, gemi sahipsiz kabul edilir ve devlet sahiplenme hakkına sahip olur. Gemi sicili, geminin mülkiyeti yanı sıra ipotek ve intifa haklarını da içerir.

İntifa hakkı Türk Medeni Kanunu 795 maddede;

“İntifa hakkı, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulur.

Taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümler uygulanır.

Taşınmaz üzerindeki yasal intifa hakkı tapı kütüğüne tescil edilmemiş olsa bile, durumu bilenlere arşı ileri sürülebilir. Tescil edilmiş ise, herkese karşı ileri sürülebilir.”

şeklinde ifade edilerek hüküm altına alınmıştır.

İpotek hakkı Türk Medeni Kanunu 881 maddede;

“Hâlen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir.

İpoteğe konu olacak taşınmazın, borçlunun mülkiyetinde bulunması gerekmez.”

şeklinde tanımlanmıştır.

Sicile Kayıtlı Olmayan Sahipsiz Gemi

Gemi sahiplerinin, gemilerini sicile kaydettirmeleri gerektiği bilinmektedir. Ancak bazı gemi sahipleri, gemilerini sicile tescil ettirememektedirler. Bu durumda, gemi sahipleri gemilerini terk ettikleri takdirde, sicile kayıtlı olmayan gemiler sahipsiz hale gelmektedir. Ancak, gemi sahibinin kullanmadığı dönemde gemiyi bir yere uzun süreliğine bağlaması, mülkiyet hakkından vazgeçtiği anlamına gelmemektedir. Bu nedenle, sicile kayıtlı olmayan gemilerin sahipsiz hale gelmesinde, gemi sahibinin mülkiyet hakkından vazgeçtiği kastı oldukça önemlidir.

Sicile kayıtlı olmayan sahipsiz gemilerin mülkiyet iktisabı ile sicile kayıtlı olan sahipsiz gemilerin mülkiyeti kazanması arasında önemli bir fark vardır. Sicile kayıtlı olmayan sahipsiz gemilerin mülkiyet hakkını kazanmak için, geminin sahipsiz olduğunun tespit edilmesi ve daha sonra ihraz yolu ile mülkiyetin iktisap edilmesi gerekmektedir. Bu durum Türk Medeni Kanunu 767 maddesinde düzenlenmiştir. Ancak, sicile kayıtlı olmayan gemiler bu kanun maddesi kapsamında sayılmamaktadır. Dolayısıyla, geminin sahipsiz olduğunun tespiti şüpheye yer bırakmayacak şekilde yapılmalıdır. Aksi takdirde, geminin mülkiyetinin kazanılması mümkün olmayacaktır.

 Yargıtay Kararı Kapsamında Sahipsiz Gemi

11. Hukuk Dairesi  2015/3556 E. ,  2015/9971 K.

Yargıtay ilamında yazımızda açıklanan hususların pratikte nasıl karşılanacağını somut açıklandığından yer vermekte yarar olduğu kanısındayız;

H.. H.. olarak görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/12/2014 tarih ve 2014/1286-2014/404 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili şirketin 7818389 IMO numaralı C. A. bayraklı, M/V R. isimli geminin yöneticisi olduğunu, geminin uluslararası sularda seyir halinde iken C. 2020 marka 6,5 metre civarında sürat motorunu bulduğunu ve M/V R. isimli geminin arkasına takılarak U.’ya sefer esnasında transit geçiş yapılan Türk karasularına getirildiğini, tekne sahibinin yapılan araştırmalar sonucunda tespit edilemediğini belirterek açık denizde/uluslararası sularda C. 2020 marka 6,5 metre civarındaki sürat motorunun sahipsizliğinin tespiti ile müvekkili gemi yöneticisi T. Gemicilik San ve Tic Ltd Şti’ye veya bu şirketin göstereceği herhangi bir kişi yada şirket adına tescil edilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, TMK 767 ve 769.maddelerin gerekçeleri ile birlikte yorumu ve bu maddelere ilişkin açıklama ve yorumlardan ekonomik değeri olduğu açık olan davaya konu sürat motorunun sahipsiz olduğundan söz edilemeyeceği, davaya konu sürat motorunun sahipsiz eşya değil TMK 769.madde kapsamında bulunmuş eşya olduğu ve bulunmuş eşyanın mülkiyetinin ne şekilde kazanılacağının TMK 771.maddede düzenlendiği, bulunan şeyin malikinin ilan veya kolluk kuvvetlerine yada muhtara bildirme tarihinden başlayarak 5 yıl içinde ortaya çıkmaması halinde bulan kimsenin yükümlülüklerini yerine getirmiş olmak koşulu ile o şeyin mülkiyetini kazanacağının düzenlendiği, bulunmuş eşyanın mülkiyetinin kazanılmasına dair TMK 771.maddede düzenlenen koşulların davada bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, davacı tarafından bulunan sürat motorunun sahipsiz olduğunun tespiti ve davacı adına tescili istemine ilişkindir. İşbu davada uygulanacak hükümlerin belirlenmesi yönünden davacı tarafından bulunan sürat motorunun sahipsiz olup olmadığının belirlenmesi gerekirse de, davaya konu sürat motorunun sahipsiz olduğunun belirlenmesi halinde dahi açılan davanın H.. H.. olarak görülemeyecek olmasına göre, sonucu itibariyle doğru olan kararın onanması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkeme kararının ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 06/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yukarıda yer vermiş olduğumuz Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere bir geminin mülkiyetinin sahiplenme yolu ile iktisap edilebilmesi için geminin sahipsiz olması gerektiği, sahipsiz olduğu hususunda kesinlik olmadığından davanın reddine karar verilen Yerel Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Diğer Yazılar

nafaka

Nafaka Nedir ve Nasıl Belirlenir?

Boşanma süreci, taraflar için hem duygusal hem de hukuki açıdan karmaşık bir deneyim olabilir. Bu süreçte öne çıkan konulardan biri de nafakanın belirlenmesidir. Nafaka, boşanma

boşanmada mal paylaşımı

Boşanmada Mal Paylaşımı

Boşanmada mal paylaşımı, evlilik birliğinin sonlandırılmasının ardından, evlilik süresince edinilmiş olan malların eşit şekilde paylaşılmasını esas alır. Bu süreç, boşanma davasıyla birlikte başlatılamaz; ayrı bir

boşanma süreci

Boşanma Süreci Nasıl İşler?

Boşanma, evlilik birliğinin yasal olarak sona erdirilmesi sürecidir. Bu süreç, çiftlerin karşılıklı anlaşma veya bir tarafın talebi üzerine başlatılabilir. Boşanma süreci şu adımlarla ilerler: 1.

Soru Sor

Son Blog Yazıları

nafaka

Nafaka Nedir ve Nasıl Belirlenir?

Boşanma süreci, taraflar için hem duygusal hem de hukuki açıdan karmaşık bir deneyim olabilir. Bu süreçte öne çıkan konulardan biri de nafakanın belirlenmesidir. Nafaka, boşanma

boşanmada mal paylaşımı

Boşanmada Mal Paylaşımı

Boşanmada mal paylaşımı, evlilik birliğinin sonlandırılmasının ardından, evlilik süresince edinilmiş olan malların eşit şekilde paylaşılmasını esas alır. Bu süreç, boşanma davasıyla birlikte başlatılamaz; ayrı bir

boşanma süreci

Boşanma Süreci Nasıl İşler?

Boşanma, evlilik birliğinin yasal olarak sona erdirilmesi sürecidir. Bu süreç, çiftlerin karşılıklı anlaşma veya bir tarafın talebi üzerine başlatılabilir. Boşanma süreci şu adımlarla ilerler: 1.