İş yerlerinin birçoğu, çalışanlarına işlerini yürütmek için şirket araçları sağlar. Bu araçlar, çalışanların işlerini daha verimli bir şekilde yapmalarına yardımcı olur. Ancak, bazen çalışanlar bu araçları kullanırken kaza yapabilirler. Peki, bir çalışanın şirket aracı ile kaza yapması, işverene haklı fesih imkanı verir mi?
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2-ı maddesine göre; İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması işveren açısından haklı fesih sebebidir.
İşverene ait araç ile kaza yapan işçinin iş akdinin haklı sebeple feshedilebilmesi için işçinin kusurlu olması ve verdiği zararın 30 günlük ücretinden fazla olması gerekir.
Ayrıca iş koşulları ve aracın durumu da kazaya etken olmamalıdır.
Yazı İçeriği
ToggleKazanın Nedeni Önemlidir
İşverenin, bir çalışanın şirket aracı ile kaza yapması durumunda haklı bir fesih yapabilmesi için bazı faktörleri göz önünde bulundurması gerekir. Öncelikle, kazanın nedeni ve şiddeti önemlidir. Eğer kazanın nedeni çalışanın ihmali veya dikkatsizliği ise, işveren bu durumu daha ciddi bir şekilde ele alabilir. Ancak, kazanın nedeni aracın teknik bir arıza veya diğer dışsal faktörlerden kaynaklanıyorsa, işverenin haklı fesih hakkı daha az olabilir.
Kazanın şiddeti de önemlidir. Eğer kaza sonucu ciddi yaralanmalar veya mülkiyet hasarı meydana gelirse, işveren daha fazla neden bulabilir ve çalışanı işten çıkarma konusunda daha güçlü bir pozisyona sahip olabilir.
İş Sözleşmesi ve Kurallar
İşverenler, iş sözleşmesinde ve şirket politikalarında şirket aracı kullanımıyla ilgili kuralları net bir şekilde belirtmelidir. Bu kurallar, şirket aracının nasıl kullanılması gerektiği, trafik kurallarına uyulması gerektiği ve hangi durumlarda işverenin haklı bir fesih yapabileceği gibi konuları içermelidir. İşverenler, bu kurallara uymayan çalışanları işten çıkarma konusunda daha fazla yasal dayanak sağlayabilirler.
Kaza Sonrası İnceleme
Kaza meydana geldiğinde, işverenin kazayı ciddi bir şekilde incelemesi önemlidir. Kaza raporları, görgü tanıklarının ifadeleri ve diğer deliller, işverenin neden haklı bir fesih yapabileceğini destekleyebilir. Ancak, işverenin bu incelemeyi adil bir şekilde yapması ve çalışanın savunmasını dinlemesi gerekir.
Sonuç olarak, bir çalışanın şirket aracı ile kaza yapması işverene haklı fesih imkanı verebilir, ancak işveren işyerinin ve çalışma şartlarının meydana gelen olaya etkisi ve işçinin kusurunu etkileyip etkilemediği değerlendirilmelidir. İşveren bu tür durumları dikkatlice ele almalı, tüm kanıtları toplamalı ve yerel yasalara uygun bir şekilde hareket etmelidirler. Ayrıca, çalışanların savunmaları istenmelidir. İşverenler, iş sözleşmelerini ve şirket politikalarını net ve açık bir şekilde formüle etmelidirler, böylece bu tür durumlarla başa çıkmak daha kolay olur.
Yargıtay 22.Hukuk Dairesi’nin 28.04.2017 tarih ve 2017/6934 E. ve 2017/10098 K. sayılı kararında bu iki unsur bir arada tartışılmış. Karara konu olan olaylarda;
Davacı vekili; müvekkilinin iş sözleşmesinin işyerine ait araç ile kaza yapması sonrasında tazminatları ödenmeksizin işverence sona erdirildiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, müvekkiline dinlenme imkanı vermeden çalıştıran ve bunu zorlayan işverenin kazaya sebep olduğunu belirterek diğer alacaklarının yanında kıdem ve ihbar tazminatını talep etmiştir.
Davalı vekili ise; 29.10.2012 tarihinde meydana gelen ve davacının sebebiyet verdiği kazada hasar meydana geldiğini, meydana gelen hasarın davacının 30 günlük ücretinden fazla olduğunu, iş akdinin bu nedenle haklı nedenle feshedildiğini savunup davanın reddini istemiştir.
Yerel Mahkemece, meydana gelen kazada davacının % 100 kusurlu olduğu, zararın otuz günlük ücretinden fazla olması sebebi ile iş akdinin feshinin haklı nedene dayandığı değerlendirmesi ile kıdem ve ihbar tazminatının reddine, diğer alacak taleplerinin ise dosyada yapılan hesaplama doğrultusunda kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyayı inceleyen Yargıtay 22.Hukuk Dairesi’ne göre;
Dosyadan anlaşılan davacının çalışma saatlerine göre; davacının sürekli gece vardiyasında çalıştığı, ayrıca çalışma saatlerinin haftanın 6 günü 20:00-08:00 olarak uygulandığı anlaşılmaktadır.
İş Kanunu, madde 69/3’e göre işçilerin gece çalışmaları günde 7,5 saati geçemez. Buna göre davacının çalışması esnasında, hem sürekli gece çalışmak durumunda kaldığı hem de gece 7,5 saati aşan çalışma süresinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Uygulanan ve mevzuata uygun olmayan bu çalışma sisteminin, fesih gerekçesi yapılan kaza olayında etkisi olup olmadığı dosyada irdelenmemiştir.
Buna göre, konu hakkında uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden rapor alınarak, davacının çalışma sistemi ve saatlerinin yaşanan kazada etkisi olup olmadığının irdelenerek davacının kusur durumunun yeniden belirlenmesi, tespit edilen zarardan davacının kusur oranına isabet eden kısmının otuz günlük ücretinden fazla olup olmadığı sonucuna göre kıdem ve ihbar tazminatı isteminin karara bağlanması gereklidir.