Şirketler Topluluğu
Şirketler topluluğuna ilişkin TK hükümlerinin konusu, asıl olarak birden fazla şirketin ekonomik birlik oluşturmak amacıyla birbirlerine bağlanmaları ile oluşan topluluğun ilişkilerini düzenlemektir. TK, şirketler topluluğuna ilişkin hükümleri belirlerken, kural olarak “kontrol ölçüsü” ilkesini dikkate almıştır. Ancak “hakimiyet” ilkesinden yararlanıldığı da görülmektedir. Kontrol ölçütü, gerçek anlamda hakimiyetin varlığını aramayan, hakimiyet araçlarının varlığı durumunda kontrolün de beraberinde geleceği sonucundan yola çıkan, matematiksel ve kesin verilere dayanan bir ölçüdür. Bir şirketin diğer bir şirket üzerinde kontrol ölçütüne göre hakimiyet kurabilmesi için hakimiyet araçlarını kullanıyor olması yeterlidir.
HAKİM ŞİRKET-BAĞLI ŞİRKET KAVRAMLARI
Şirketler topluluğu hakim (ana) şirket ve bağlı (yavru) şirketin oluşturduğu topluluğa verilen isimdir. Bu şirketlerden en az birisinin merkezinin Türkiye’de olması şarttır.
HAKİMİYET ŞEKİLLERİ
Şirketlerin, şirketler topluluğu oluşturabilmeleri için aralarında hakimiyet ilişkisi bulunması gerekir. Hakimiyet ilişkisi, şirketler topluluğunun belirlenmesi için kullanılan temel araçtır. Hakimiyet ilişkisi, esas itibariyle iki şekilde görülebilir: Fili hakimiyet ve sözleşmesel hakimiyet. Bunlarda doğrudan veya dolaylı olarak gerçekleşebilir. Doğrudan hakimiyet, hakim şirketin bağlı şirkette hakimiyet tek başına ele geçirmesi iken; dolaylı hakimiyet, bir hakim şirketin, bir veya birkaç bağlı şirket aracılığıyla bir diğer şirkete hakim olmasıdır.
FİİLİ HAKİMİYET
TK, Kontrol ölçütünden bahsetmiş ve Fili hakimiyetin görünüm şekillerini belirlemiştir. Bu şekillerden birinin bulunması halinde, hakimiyetin kullanılıyor olup olmaması incelenmeksizin kanunda yer alan şirketler topluluğuna ilişkin kurallar uygulanacaktır. Buna göre;
• Oy haklarının çoğunluğuna sahipse,
• Şirket sözleşmesi uyarınca, yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilmek hakkı haizse
• Kendi oy haklarının yanında, bir sözleşmeye dayanarak, tek başına veya diğer pay sahipleri ya da ortaklarla birlikte, oy haklarının çoğunluğunu oluşturuyorsa şirketler arasında Fili hakimiyetin varlığı kabul edilir. Bu durumlardan birisinin var olması hakimiyet için yeterlidir.
- Dikkat edileceği gibi sermayenin çoğunluğuna sahip olmak tek başına bir kontrol aracı olarak kabul edilmemiştir. Oyda veya yönetimde imtiyaz sermaye çoğunluğunu etkisiz kılabilecek niteliktedir.
***Oy çoğunluğu asli nitelikte olmalıdır. Bir hakkın asli olması için elde bulunduran kişinin bu hakkı Fili olarak kullanabilmesi gereklidir. Ancak bazı durumlarda oy çokluğu hakimiyet sağlamaz.
Örnek: Kayyum, mahkeme kararı, tasfiye memuru atandığı durumlar. OY haklarının çoğunluğuna sahip olmak yönetimi belirleyecek nitelikte oya sahip olmak anlamına gelir. Bu nedenle, sermayenin çoğunluğuna sahip olarak oy çoğunluğunu da elde bulundurmanın yanında, sermaye çoğunluğuna dayanmaksızın oyda imtiyazlı payların varlığı ile oy çoğunluğunun ele geçirilmiş olması da hakimiyetin varlığını göstermektedir.
Yönetimde imtiyazla hakimiyet: Bağlı şirket sözleşmesinde yer alacak bir hüküm ile şirketi yönetmeye yetkili kişiyi veya yönetmeye yetkili kişilerin çoğunluğunu seçme yetkisi, belli grup pay veya paylara, azlığa veya belirli özellik ve nitelikleri itibariyle bir grup oluşturan pay sahiplerine verilebilir. İşte bu kişilere bu yönde verilen yetkiye yönetimde imtiyaz denir. Şirket sözleşmesi ile verilen yetki yöneticilerden bir kişinin belirlenmesi şeklinde olmamalı, karar almaya yetecek çoğunluktaki üyeyi seçme hakkı verilmelidir.
Oy sözleşmeleriyle hakimiyet: Pay sahipleri, oy sözleşmesi ile oyların belli bir yönde kullanma, kullanmama veya çekimser kalma, yükümlülüğü altına girebilirler. Pay sahipleri arasında yapılan bu sözleşme ile taraflar genel kurulda aynı yönde hareket etmeyi kararlaştırırlar. TK’ya göre oy sözleşmeleriyle gerçekleşen yönetimsel kontrol de hakimiyetin varlığını gösterir.
SÖZLEŞMESEL HAKİMİYET
Kanun koyucu, Fili hakimiyetin yanında sözleşmesel hakimiyet ihtimalini de düzenlemiştir. Bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketini, bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hakimiyeti altında tutabiliyorsa birinci şirket hakim, ikinci şirket bağlı şirket sayılır. Hakimiyet sözleşmeleri ile bir şirket, diğer bir şirketin yönetimine sahip olmak konusunda anlaşmaktadır. Burada hakim şirkete verilen yetki bağlı şirkette oy kullanma yetkisi değil, bağlı şirkete talimat verme yetkisidir. Bu sözleşme için yetki verilen şirketin bağlı şirkette pay sahibi olmasına gerek yoktur. Hakimiyet sözleşmesi tescil ve ilan edilmelidir. Tescil hakimiyet sözleşmesi için geçerlilik şartıdır.
III- HAKİM ŞİRKETİN HAK ve YÜKÜMLÜLÜKLERİ
HAKİM ŞİRKETİN HAKLARI
Hakim şirketin en önemli hakkı hakimiyet hakkı olup, bununla bağlı şirketin yönetiminde söz sahibi olur. Verdiği emir ve talimatlar ile onu yönlendirir.
IV- HAKİM ŞİRKETİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ
1) Rapor Verme Yükümlülüğü:
Hakim şirketin pay sahiplerine ve yönetim kurulu üyelerine karşı yükümlülüklerinin başında bağlı şirket-hakim şirket ilişkilerini içerir bilgi ve rapor vermek gelmektedir. Bu raporda hakim şirketin bağlı şirketlerle, bağlı şirketlerin birbirleriyle; hakim ve bağlı şirket pay sahipleri ve bunların yakınlarıyla ilişkileri; yaptıkları işlemler ve bunların sonuç ve etkileri hakkında özenli, gerçeği aynen ve dürüstçe yansıtan hesap verme ilkelerine göre düzenlenmiş bilgiler yer almalıdır. Hakim şirketin her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu başkanından bağlı şirkete ilişkin rapor isteme yetkisine sahiptir. Raporun hesap verme ilkelerine uygun şekilde hazırlanacağının altının çizilmesi gerekir. Rapor niteliğine ilişkin bu ölçü emredicidir.
2) Bağlı Şirkete Hukuka Aykırı Talimat Vermeme/Yönlendirmeme:
Hakim şirketin bağlı şirket üzerindeki hakimiyetini kullanması hukuka aykırı değildir. Ancak hakim şirket hakimiyetini MK.2’ye uygun şekilde kullanmalı, kanun ve ahlak kurallarına aykırı talimatlar vermemelidir. Ayrıca hakimiyete dayanılarak verilen talimatlar bağlı şirketi kayba uğratacak nitelikte olmamalıdır. Örneğin, hakim şirket bağlı şirketi iş, varlık, fon, personel, alacak, borç devri gibi hukuki işlemler yapmaya; karını azaltmaya ya da aktarmaya yöneltemeyecektir. Ancak bu örneklerde verilen işlemler her zaman bağlı şirketi kayba uğratmaz. Belirtilen işlemler ancak sonunda kayıp oluşmuş ise hukuka aykırıdır.
**Şirketi kayba uğratan işlemler her durumda hukuka aykırı olarak sayılmaz. Şöyle ki:
• Talimat neticesinde şirket kayba uğramış olsa da kayba sebebiyet veren işlemin aynı veya benzer koşullar altında, şirket menfaatlerini dürüstlük kuralına uygun olarak gözeten ve tedbirli bir yöneticinin özeniyle hareket eden, bağımsız bir şirketin yönetim kurulu üyeleri tarafından da yapılabileceği yapılmasından kaçınılabileceğinin ispatı durumunda hakim şirketin işlemi hukuka aykırı sayılmaz
• Talimat neticesinde şirket kayba uğramış, ancak bağlı şirkette meydana gelen kayıp, o faaliyet yılı içerisinde Şilen denkleştirilirse veya bağlı şirkette meydana gelen kaybın nasıl ve ne zaman denkleştirileceği belirtilerek en geç o faaliyet yılı sonuna kadar, bağlı şirkete denk değerde bir istem hakkı tanınması durumunda hakim şirketin işlemi hukuka aykırı sayılmaz.
• Tam hakimiyet durumundaki şirket tarafından, diğer bir deyişle bağlı şirket konumundaki sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının doğrudan veya dolaylı olarak yüzde yüzüne sahip olan hakim şirket tarafından verilen talimat, topluluğun belirlenmiş ve somut politikalarının gereği olmak şartıyla hukuka aykırı sayılmaz. Hukuka aykırı sayılan ikinci tür talimatlar ise bağlı şirkete etkileri bakımından daha niteliklidir. Örnek olarak birleşme, bölünme, tür değiştirme, fesih, menkul kıymet çıkarılması gibi işlemler verilebilir. Burada da hukuka aykırı olan işlemler değildir. Hukuka aykırılık durumu bu işlemlerin yapılmasında açıkça anlaşılır haklı bir sebebin olmaması ve pay sahiplerinin zararının doğmuş olması durumunda ortaya çıkar.
3)Bağlı Şirketten Alınan Bilgi ve Belgelerin Üçüncü Kişiler Lehine Kullanılmaması Yükümlülüğü Bağlı şirket tarafından verilen bilgi ve belgeler sadece hakim şirket tarafından raporlarda kullanılmalı ve istemde bulunan yönetim kurulu üyesi bunu üçüncü kişilerin yararlanmasına sunmamalıdır.
V- HUKUKİ SORUMLULUK
A) SORUMLULUK HALLERİ
1) Hakim Şirketin Talimatlarından Kaynaklanan Sorumluluk :Hakim şirketin sorumluluğunu doğuran haller:
• Hakim şirketin bağlı şirketi kayba uğratacak talimatlar vermesi ve hesap yılı sonuna kadar denkleştirmenin gerçekleşmemesi
• Hakim şirketin bağlı şirket üzerinde tam hakimiyetine rağmen, verilen talimatların neticesinde oluşan kaybın denkleştirilmemesi, şirketin varlığını tehlikeye sokan talimatlar vermesi
• Hakim şirketin bağlı şirketten istediği bilgi ve belgeleri üçüncü kişilere kullandırtması
• Hakimiyetin uygulanması ile gerçekleştirilen ve bağlı şirket bakımından açıkça anlaşılabilir haklı bir sebep bulunmayan, birleşme, bölünme, tür değiştirme, fesih, menkul kıymet çıkarılması ve önemli esas sözleşme değişikliği gibi işlemlerden dolayı bağlı şirketin zarara uğraması.
Belirlenen durumların her birinde ayrı ayrı şartların oluşması ile hakim şirketin ve yönetim kurulu üyelerinin; kendi şirketlerine, pay sahiplerine ve alacaklılarına, bağlı şirket pay sahiplerine ve/veya bağlı şirketin alacaklılarına karşı sorumluluğu söz konusu olur.
2) Bağlı Şirketin Karar/Hareketlerinden Kaynaklanan Sorumluluk
• Bağlı şirketin hakim şirketin talimatları ve bu talimatların sonuçlarını içerir raporları gerçeğe uygun olarak vermemiş olması
• Hakim şirketin bağlı şirketi kayba uğratacak nitelikteki talimatlarına uygun hareket etmiş olması.
B) HAKİM ŞİRKETİN SORUMLULUĞU
1) Kısmi Hakimiyet Halinde
a) Dolaylı Zararlardan Kaynaklanan Sorumluluk
Hakim şirketin talimatları ve/veya yönlendirmeleri neticesinde bağlı şirkette oluşan kaybın denkleştirilmesi asıl olmakla birlikte, denkleştirmenin gerçekleştirilmemesi bağlı şirketin doğrudan kaybına neden sebep olacaktır. Bağlı şirketin bu doğrudan kaybı pay sahipleri ve alacaklılar için dolaylı bir zarar oluşturur. Bu nedenle hakim şirket aleyhine sorumluluk davası açma hakkı dolaylı zarara uğrayan bağlı şirket pay sahiplerine ve bağlı şirket alacaklılarına tanınmıştır. Bu davanın açılabilmesi için hakim şirketin talimatları nedeniyle bir zararın meydana gelmiş olması, bu zararın denkleştirilmemiş olması gerekir. Alacaklılar tarafından dava açılabilmesi için şirketin İflas etmesine gerek yoktur. Açılan davada davalı sıfatı hakim şirkettir. Alacaklılar tarafından tazminatın şirkete ödenmesi istenecektir. ** Kayba sebebiyet veren işlemin, aynı zaman veya benzer koşullar altında, şirket menfaatlerini dürüstlük kuralına uygun olarak gözeten ve tedbirli bir yöneticinin özeniyle hareket eden, bağımsız bir şirketin yönetim kurulu üyeleri tarafından da yapılabileceği veya yapılmasından kaçınılabileceğinin ispatı durumunda tazminata hükmedilemez.
b) Pay Sahiplerinin Doğrudan Zararlarından Sorumluluk
Hakimiyetin uygulanması ile gerçekleştirilen ve bağlı şirket bakımından açıkça anlaşılabilir haklı bir sebebi bulunmayan, birleşme, bölünme, tür değiştirme, fesih, menkul kıymet çıkarılması ve önemli esas sözleşme değişikliği gibi işlemlerde, genel kurul kararına red oyu verip tutanağa geçirten veya yönetim kurulunun bu ve benzeri konulardaki kararlarına yazılı olarak itiraz eden pay sahipleri; hakim teşebbüsten doğrudan kendilerinin uğramış oldukları zararlarının tazminini veya paylarının varsa en az borsa değeriyle, böyle bir değer yoksa veya borsa değeri hakkaniyete uygun değilse gerçek değerle veya genel kabul gören bir yöntemle belirlenecek olan bir değerle satın alınmasını mahkemeden isteyebilir.
2)Tam Hakimiyet Halinde :
Bağlı şirket hakim şirketin, bağlı şirket üzerinde tam hakimiyetini kullanarak verdiği talimatlara uymak zorundadır. Bu talimatlar neticesinde bağlı şirket zarara uğrasa bile pay sahipleri açısından bu talimatlar hukuka aykırı sayılmaz. Bunun nedeni bağlı şirket pay sahipleri de zaten hakim şirkette iştirak durumundadırlar. Ancak alacaklılar için durum farklıdır. Alacaklılar, hakim şirketin tam hakimiyeti ile bağlı şirketi uğrattığı kaybı denkleştirmemesi durumunda sorumluluk davası hakkına sahiptirler. Davanın açılabilmesi için bağlı şirketin uğradığı kaybın denkleştirilmemesi ve bundan dolayı alacaklıların zarara uğraması gerekmektedir.
Hakim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumsuzluğu:
Bağlı şirketin kaybına yol açan işlemin aynı zaman veya benzer koşullar altında, şirket menfaatlerini, dürüstlük kuralına uygun olarak gözeten ve tedbirli bir yöneticinin özeniyle hareket eden, bağımsız bir şirketin yönetim kurulu üyeleri tarafından da yapılabileceği veya yapılmasından kaçınılabileceğinin ispatı durumunda hakim şirketin sorumluluğuna gidilemez. Yine hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz. Hatta bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçesiyle geçersiz kılınamaz.
Zamanaşımı ve Yetkili Mahkeme
Sorumluluk davasında pay sahipleri ve alacaklıların tazminat isteme hakkı, davacının kaybı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halükarda kaybı doğuran olaydan itibaren beş yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Şu kadar ki bu Fİil cezayı gerektirip, TCK’da daha uzun dava zaman aşımına tabi bulunuyorsa bu uzun zaman aşımı geçerlidir. Pay sahiplerinin doğrudan zararları nedeniyle açacakları tazminat veya payların satın alınması istemi davası genel kurul kararının verildiği ve yönetim kurulu kararının ilan edildiği tarihten başlayarak iki yıl süre geçmesi ile zamanaşımına uğrar. Yetkili mahkeme şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesidir.
C) BAĞLI ŞİRKETİN SORUMLULUĞU
1) Sorumluluk Halleri
Bağlı şirketin pay sahipleri ve alacaklıların bağlı şirket yönetim kuruluna karşı açacakları sorumluluk davaları, yönetim kurulu/müdürlere açılacak sorumluluk davalarına ilişkin hükümlere tabidir. Öncelikle bağlı şirket, topluluk ilişkileri içerir, denetlemeye açık dürüst ve doğru bir içeriğe sahip rapor hazırlamakla yükümlüdür. Aksi bağlı şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu doğuracaktır. İkinci olarak bağlı şirket hakim şirketin kendisini kayba uğratacak nitelikte olan talimatlarına uymak zorunda değildir. Bu talimatlara uygun hareket edilmesi ve zararın doğması durumunda ise kaybın tamamen denkleştirilmesini talep etmekle yükümlüdür. Aksi durum bağlı şirketin yönetim kurulunun sorumluluğuna yol açacaktır. Ayrıca bağlı şirketin yönetim kurulu kararları ile şirketin ve pay sahiplerinin zarara uğratılması durumunda da bağlı şirketin sorumluluğu bulunmaktadır.
2)Sorumluluktan Kurtulma
Bazı özel durumlarda bağlı şirket, pay sahiplerine ve alacaklılarına karşı sorumluluktan kurtulmaktadır. Öncelikle bağlı şirket, hakim şirketin verdiği talimatlara uymuş olmaktan dolayı sorumluluğunun ortadan kalkmasını temin amacıyla hakim şirket ile sözleşme imzalama yetisine sahiptir. Hakim şirket ve bağlı şirket arasında yapılacak bu sözleşmenin bağlı şirketin yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayıp; üyelere hakim şirkete karşı bir rücu hakkı tanır.
İkinci olarak hakim şirket tarafından oluşturulan zarar bütünüyle denkleştirilmiş ise yönetim kurulunun sorumluluğu ortadan kalkacaktır.
Pay Sahiplerinin Özel Denetçi Talep Hakkı
• Bağlı şirketin her pay sahibi, denetçi, özel denetçi, riskin erken saptanması ve yönetimi komitesi tarafından verilen raporlarda hilenin veya dolanın varlığını belirtir şekilde görül bildirmesi durumunda, konunun açıklığa kavuşması amacıyla şirkete özel denetçi atanmasını isteme yetkisine sahiptir.
• Denetçiler tarafından verilen denetleme raporunda sınırlı olumlu görüş ve kaçınma yazısı bulunması veya yönetim kurulu tarafından denkleştirmenin yapılmadığının açıklanması üzerine pay sahibinin özel denetçi tayin edilmesini talep etme hakkı doğar.
Şirketler hukuku hakkındaki tüm yazılara Şirket Hukuku faaliyet alanı sayfasından ulaşabilirsiniz.