Birleşme birden fazla ticaret şirketinin, malvarlıklarını tasfiye etmeksizin, içlerinden birinin bünyesinde veya yeni kurulan bir şirkette birleşmeleri ve birleşmeye katılan şirketlerin pay sahiplerine belli bir değiştirme ölçüsüne göre birleşmenin gerçekleştiği şirkette pay sahibi olma imkanının sağlanmasıdır. Bu tanıma göre birleşme “devralma” ve “yeni kuruluş” olarak iki şekilde gerçekleşebilir.
I- BİRLEŞMEYE HAKİM OLAN İLKELER
A) TASFİYESİZ SONA ERME
Kural olarak sona eren bir ticaret şirket tasfiye haline girer. Ancak Ticari şirket birleşmeleri bunun istisnalarından birini oluşturmaktadır. Birleşmelerde en az bir şirketin tasfiyesiz sona ermesi şarttır. Böylece infisah eden şirket hukuki varlığını sona erdirmekle beraber, faaliyetini yeni kurulan veya devralan şirket bünyesinde sürdürmekte, üçüncü kişilerde doğmuş veya doğabilecek her türlü irtibat ve ihtilaflarda bu şirket halef tayin edilmiş olmaktadır.
B) KÜLLİ HALEFİYET İLKESİ
Külli halefiyet hukuki bir olay sonucunda bir kişinin devri mümkün bütün hukuki ilişkilerinin, bu hukuki ilişkilerin devrindeki kurallara ilişkin yasal koşullar aranmaksızın bir bütün olarak kendiliğinden başka bir kişiye geçmesidir. Başka bir deyişle, bir mal varlığını meydana getiren bütün hak alacak ve borçların bir kül halinde bir başkasına intikal etmesidir. Birleşmenin bu ilkeye göre gerçekleşmesinin anlamı şirketin bütün aktif ve pasifleriyle kendiliğinden ve başka bir işleme gerek olmaksızın devralan ya da yeni kurulan şirkete geçmesidir.
C) PAYSAHİPLİĞİNİN DEVAMI İLKESİ
Pay sahipliğinin devamı ilkesi, devrolunan şirketin her bir ortağının, devrolunan şirketteki katılım payı değerini karşılayacak ve şimdiye kadarki payının verdiği haklara eşit haklar içeren bir devralan şirket payını talep etme hakkı olduğu anlamına gelir. Bu ilke gereğince, devrolunan şirkette birleşmeye kadar sahip olunan pay sahipliği sıfatı, bir değişim oranına göre hesaplanmış olan devralan ya da yeni kurulan şirkette devam ettirilmektedir.
Birleşmede esas olan pay sahipliğinin devam ettirilmesidir. Ancak Ticaret Kanunumuz bu ilkeye bir istisna getirmiştir. Ayrılma akçesi olarak adlandırılan bu düzenlemeye göre, birleşmeye katılan şirketler birleşme sözleşmesinde, ortaklara, devralan şirkette pay ve pay
sahipliği haklarının iktisabı ile iktisap olunacak şirket paylarının gerçek değerine denk gelen bir ayrılma akçesi arasında seçim yapma hakkı tanıyabilecekleri gibi; birleşmeye katılan şirketler birleşme sözleşmesinde sadece ayrılma akçesinin verilmesini de kararlaştırabilirler. Bu düzenleme ile ayrılma akçesi devrolunan şirketteki pay sahipleri için seçimlik bir hak olarak sunulabileceği gibi; zorunluluk olarak da belirlenebilir.
D) ALACAKLARIN KORUNMASI İLKESİ
Tasfiyesiz infisah ve külli halefiyet ilkeleri gereğince gerçekleşen birleşmelerde, şirket alacaklılarının da menfaatlerini koruyan düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Alacaklıların korunmasıyla ilgili olarak Ticaret Kanunumuzca “birleşmeye itiraz” hakkını tanınmıştır. Buna göre; birleşmeye katılan şirketlerin alacaklıları birleşmenin hukuken geçerlilik kazanmasından itibaren üç ay içinde şirketten teminat talep edebileceklerdir. Bu talepte bulunma hakkı birleşmeden önce hakları doğmuş olanlara aittir. Alacaklıların bu hakkını kullanabilmeleri için birleşmeye katılan şirketler Ticaret Sicil gazetesine yedişer gün arayla üç bildirim yapacaklar ve ayrıca sitelerine koyacakları ilan ile alacaklılara haklarını duyuracaklardır.
Devralan şirket talep üzerine alacaklıların alacaklarını teminat altına alır.
E) TÜRLER ARASI SERBEST BİRLEŞME İLKESİ
Sermaye şirketlerinin, şahıs şirketlerinin ve kooperatiflerin hangi şartlar altında birleşebilecekleri kanunda ayrı ayrı gösterilmiştir. Ancak “Türler Arası Serbest birleşme ilkesi” gereğince ticaret şirketlerinin aynı türden olmasalar bile birbirleri ile geçerli şekilde birleşmeleri mümkündür. Bu düzenleme ile anonim, sermayesi paylara bölünmüş komandit, kollektif, adi komandit ve kooperatif şirketler kendi aralarında serbestçe birleşebilirler. Ancak bu serbestiye iki istisna getirilmiştir. Birincisi şirketler arasında yasak birleşmeler belirtilmiş ikinci olarak da ticaret şirketlerinin dernek, vakıf ve tek kişi işletmeleri ile birleşmeleri yasaklanmıştır.
II- BİRLEŞMENİN ŞARTLARI
Birleşmenin yapılabilmesi için öncelikle aşağıdaki şartların varlığı aranmaktadır:
İki ticaret şirketinin varlığı: Birleşmeden söz edebilmek için ilk koşul en az iki ticaret şirketinin varlığıdır. Kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatifler Ticaret Kanunumuz anlamında şirkettirler ve birleşmeye konu olurlar. Kollektif ve komandit şirketler şahıs şirketi, limited, anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketidir. Kooperatiflerise bu ayrımın dışındadır.
Malvarlığı veya işletme birleşmesinin sağlanması: Birleşmede en az bir şirket malvarlıklarını veya ticari işletmelerini bir başka şirkete devretmelidir. Malvarlığı bir gerçek veya tüzel kişinin mali değere sahip hak ve borçlarından oluşan ve onun ekonomik kapasitesini ortaya çıkaran bir bütündür. Ticari işletme ise esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir elde etmeyi amaçlayan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme olarak tanımlanır.
Birleşmenin tasfiyesiz sona erme ve külli halefiyet ilkesine göre yapılması.
III- BİRLEŞME TÜRLERİ
A) DEVRALMA ŞEKLİNDE BİRLEŞME
Bu tip birleşmelerde bir veya birden fazla ticaret şirketi, bütün aktif ve pasiflerini başka herhangi bir işleme gerek olmaksızın devralan şirkete geçirir ve devralan şirket, devrolunan şirket ya da şirketlere ait hak ve borçlara halef olur. Devrolunan şirketlerin hukuki varlıkları sona erer; ancak bu şirketlerde tasfiye aşaması gerçekleşmez. Birleşmeyle, devrolunan şirket sona erer ve ticaret sicilinden silinir. Buna karşılık devralan şirketin tüzel kişiliği türünde bir değişiklik meydana gelmeden sadece şirketin sermayesi ile duruma göre ortaklarında bir değişiklik olur.
1) Sermaye Şirketleri Açısından
Sermaye şirketleri, sermaye şirketleriyle, kooperatiflerle, devralan ya da devrolunan şeklinde; şahıs şirketleriyle (kollektif ve komandit şirketlerle) devralan olmak koşuluyla birleşebilirler.
Sermaye şirketine devrolunan şahıs şirketlerinde, devrolunan şahıs şirketinin ortaklarının şirket borçlarından kişisel sorumlulukları birleşmeden sonra 3 yıl boyunca devam eder. Bu sorumluluğun üç yıl boyunca devam edebilmesi için, devrolunan şirketteki borcun ya birleşme kararının ilanından önce doğuş olması ya da borcu doğuran sebebin bu tarihten önce oluşmuş bulunması gereklidir.
2) Şahıs Şirketleri Açısından
Şahıs şirketleri bir ticari işletme işletmek amacıyla kurulan ve ortakları gerçek kişilerden oluşan şirketlerdir. Bu tür şirketlerde kişilik, sermayeden önce gelir. Ticaret Kanunumuzda, şahıs şirketlerinin birleşmesinde bu şirketlerin devralan veya devrolunan konumunda olup olmamalarına dikkat edilmemektedir. Buna göre şahıs şirketleri devralan veya devrolunan sıfatı ile şahıs şirketleriyle; sadece devrolunan sıfatı ile sermaye şirketleriyle ve yine sadece devrolunan sıfatıyla kooperatiflerle birleşebilirler.
3) Kooperatifler Açısından
Kooperatifler, ortakların belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını, işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan, değişir ortaklı ve değişir sermayeli, tüzel kişiliğe sahip şirketlerdir. Kooperatifler de devralan ya da devrolunan sıfatı ile kooperatiflerle ve sermaye şirketleriyle; sadece devralan sıfatı ile şahıs şirketleriyle birleşebilirler.
B) YENİ KURULUŞ ŞEKLİNDE BİRLEŞME
Yeni kuruluş şekline birleşme iki veya daha fazla ticaret şirketinin malvarlıklarının külli halefiyet yoluyla yeni kuracakları bir ticaret şirketine geçmesi şeklinde olmaktadır. Bu durumda birleşen şirketler sona ererler ancak tasfiye olmazlar. Yeni kurulan şirketin malvarlığı, sona eren şirketlerin külli halefiyet yoluyla intikal eden malvarlığından oluşur. Birleşen şirketlerin tüzel kişilikleri, birleşme işleminin sonuçlanıp sicilden silinmesiyle son bulur.
1) Sermaye Şirketi Açısından
Sermaye şirketleri bir araya gelerek yeni bir sermaye şirketi veya kooperatif kurabilirler. Ancak sermaye şirketi ile şahıs şirketi yeni kuruluş yolu ile birleşecekse, yeni kurulacak şirket mutlaka sermaye şirketi olmalıdır.
2) Şahıs Şirketi Açısından
Bir şahıs şirketi diğer bir şahıs şirketi ile yeni bir şahıs şirketi kurarak birleşebileceği gibi sermaye şirketi ya da kooperatif sermaye şirketi ya da kooperatif şirketi çatısı altında birleşebilir.
3) Kooperatifler Açısından
Kooperatifler diğer kooperatiflerle yeni kuruluş şeklinde birleşerek yeni bir kooperatif şirket çatısı altında birleşebileceği gibi; Şahıs veya sermaye şirketi ile de bir kooperatif şirket çatısı altında veyahut bir diğer şahıs şirketi ve/veya sermaye şirketi yeni kuruluş şekline birleşme ile bir sermaye şirketi çatısı altında birleşebilir.
C) ÖZEL DURUMLAR
Tasfiye Halindeki Şirketin Birleşmeye Katılması
Ticaret Kanunumuz; tasfiye halinde bulunan bir şirketin tasfiye paylarının dağıtılmaya başlanmamış olması ve tasfiye halindeki şirketin devrolunan şirket olması koşulu ile birleşmeye katılabileceğini kabul etmiştir.
Borca Batık Şirketin Birleşmeye Katılması
Ticaret Kanunumuzun 139. Maddesi uyarınca sermayesi kaybolan ya da borca batık şirketler; devrolunan şirket olmaları koşuluyla, kaybolan sermayeyi veya gerekiyorsa borca batıklık durumunu karşılayabilecek tutarda serbestçe tasarruf edebilen öz varlığa sahip bulunan şirket ile birleşebilirler.
IV- BİRLEŞME SÜRECİ
Birleşme işlemleri öncesinde taraflar arasında kanunda öngörülmemiş olmasına rağmen bir pazarlık devresi söz konusu olacaktır. Şirketlerin mali durumlarının incelenmesi, birleşmenin hangi şekilde ve şartlarda gerçekleştirileceği konusu ile ilgili işlemleri yürütme yetkisi, şirketlerin yönetim organlarına aittir. Bu yönetim organları şahıs şirketleri olan kollektif ve komandit şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde “yöneticiyi”, anonim şirketler ve kooperatiflerde “yönetim kurulunu”; limited şirketlerde ise müdür veya müdürleri ifade eder. Ayrıca bu süreçte taraflar arasında içte ve dışa olmak üzere iki gizlilik anlaşması yapılacaktır.
A) BİRLEŞME SÖZLEŞMESİNİN HAZIRLANMASI
Şekil ve Yetkili Organ
Birleşme sözleşmesi yazılı şekille yapılır. Yazılı şekil geçerlilik koşuludur. Dolayısıyla sözleşme yazılı şekle uyulmaksızın yapılmışsa alınan birleşme kararının ticaret siciline tescil edilmesi şekilden kaynaklanan hükümsüzlüğü ortadan kaldırmayacaktır. Sözleşmeyi akdetme yetkisi yönetim organına aittir ve bu yetki devredilemez niteliktedir. Yönetim organına sözleşme hazırlama ve imzalama yetkisinin verilmesi ile, yönetim organının alacağı bir karar ile sözleşme yapılır; sözleşme yetkili yönetim organı üyeleri tarafından imzalanır.
Genel Kurul Kararı
Yönetim organlarınca hazırlanan Birleşme sözleşmesinin, birleşecek şirketlerin genel kurulları veya ortaklar kurulu toplantısında usulüne uygun olarak onaylanıp karara bağlanması gerekir. Bu nedenle birleşme sözleşmesinin geçerliliği geciktirici şarta bağlıdır. Genel kurulların onayına kadar birleşme sözleşmesi askıda geçerlidir. Ayrıca birleşecek şirketlerin genel kurullarının birleşmeye verecekleri onay şartsız olmalıdır.
Birleşme Sözleşmesinin İçeriği
Birleşme Sözleşmesinde aşağıdaki hususların bulunması gerekmektedir:
Birleşmeye katılan şirketin ticaret unvanlarını, hukuki türlerini, merkezlerini; yeni kuruluş yolu ile birleşme halinde, yeni şirketin türünü, ticaret unvanını ve merkezini
Şirket paylarının değişim oranını, öngörülmüşse denkleştirme tutarını; devrolunan şirketin ortaklarının, devralan şirketteki paylarına ve haklarına ilişkin açıklamaları
Devralan şirketin imtiyazlı ve oydan yoksun payların sahipleriyle intifa senedi sahiplerine tanıdığı hakları
Şirket paylarının değiştirilmesinin şeklini
Birleşmeyle iktisap edilen payların, devralan veya yeni kurulan şirketin bilanço karına hak kazandığı tarihi ve bu isteme ilişkin bütün özellikleri
Ayrılma akçesini
Devrolunan şirketin işlem ve eylemlerinin devralan şirketin hesabına yapılmış sayılacağı tarihi
Yönetim organlarına ve yönetici ortaklara tanınan özel yararları
Gereğinde sınırsız sorumlu ortakları isimlerinin bulunması zorunludur.
B) SERMAYE ARTTIRIMI
Devralma yoluyla birleşmede, devralan şirket sermayesini devrolunan şirket ortaklarının haklarının korunabilmesi için gerekli olan düzeyde arttırmak zorundadır. Devralan şirkette sermaye artırımının yapılması zorunluğu ortaklığın devamının gereğidir ve emredicidir. Ancak sermaye artırımının kapsamı da her zaman payların değiştirilmesi oranına göre belirlenmez.
C) BİRLEŞEN ŞİRKETLERİN BİLANÇOLARI (BİRLEŞMEYE ESAS BİLANÇO VE ARA BİLANÇO)
Birleşme işlemleri için birleşmeye esas oluşturan bilanço çıkartılacaktır. Bu bilanço, birleşen işletmelerin yıllık bilançolarıdır. Birleşmeye esas olan bilanço, sanki şirket değişmeden varlığını devam ettiriyor ve bağımsız olarak yeni bir hesap periyoduna giriyormuş gibi çıkarılmaktadır. Birleşmede ara bilanço ise ancak kanunda öngörülen ve aşağıda sayılan sebeplerden birliğinin varlığı halinde çıkarılır ve aksi halde düzenlenmesine gerek yoktur. Kanunda öngörülen nedenler:
Bilanço günü ile birleşme sözleşmesi arasında altı ayda fazla sürenin geçmiş olması. Faaliyet yılının yarısından fazlasını idrak edilmiş olması, son yıllık bilançodaki değer ve sonuçların birleşme bilançosuna esas kabul edilebilmesi olanağını ortadan kaldırır.
Altı ay geçmemiş olsa bile kapatılan şirketlerin malvarlıklarında önemli bir değişikliğin meydana gelmesi. Malvarlığında önemli değişikliğe örnek olarak, bir kooperatifte çok sayıda ortağın çıkması, şirketin faaliyet yılı zararının anormal derecede artması, büyük bir tesisin satılması gösterilebilir.
D) BİRLEŞME RAPORU
Birleşmeye katılan şirketlerin yönetim organlarına ayrı ayrı ya da birlikte birleşme hakkında rapor hazırlama görevi verilmiştir. Birleşme raporu, birleşmeye katılan şirketlerin ortaklarına somut olaydaki birleşmeye ilişkin ve bu birleşmeyi tanımlayan bilgi verilmesini amaçlamaktadır. Raporun hükümde öngörülen konularda aydınlatıcı, gerekçeli ve tatmin edici açıklamaları içermesi zorunludur.
Ticaret kanununun 147. Maddesinde Raporda bulunması gereken hususlar belirtilmiş olup,bu madde metninde bahsedilen “ilgili makamlardan” özellikle Rekabet Kurumundan alınan izin kastedilmektedir.. Birleşmenin RKHK’a uygun olup olmadığına ilişkin Rekabet Kurulu tarafından yapılacak inceleme sonucunda izin verilmesi akabinde birleşme gerçekleşebilecektir.
Kanun küçük ve orta ölçekli şirketlerde bir kolaylığa yer vererek, bu ölçekteki şirketlerin tüm ortakların onaylaması şartı ile birleşme raporunu düzenlemekten vazgeçebilmelerine olanak sağlamıştır.
Birleşme de denetime sunulmak üzere hazırlanan bilançoda ve sair mali evraklarda bazı hususların belirtilmemiş olduğunun sonradan ortaya çıkması durumunda eğer taraflarca gerekli hususların eksiksiz olarak bildirildiği belirtilmişse; bu eksiklikte kasıt olup olmadığı araştırılmalıdır. Kastın varlığının ispatlanması durumunda dolandırıcılık suçunun işlendiği kabul edilebilecektir. Ancak taraflar şirketin mali durumu, hak ve alacakları konusunda belirtilmesi gereken tüm hususları eksiksiz olarak belirttiklerine dair beyanda bulunmamışlarsa daha sonradan oraya çıkan beyan edilmemiş husus hakkında tarafların suç işlediği kabul edilmemelidir
Birleşmenin gerçekleşebilmesi için birleşmenin ve raporun denetlenmesi gerekir.
E) İNCELEME HAKKI
Birleşmeye katılan şirketlerden her biri, ortakların yanı sıra intifa senedi hamillerine, menkul değer veya menfaat sahiplerine ve diğer ilgililere, merkezlerinde şubelerinde ve halka açık anonim şirketlerde SPK’nın öngöreceği yerlerde genel kurul kararından önceki 30 gün içinde birleşme sözleşmesini, birleşme raporunu ve son üç yılın Finansal tablolarıyla yıllık faaliyet raporlarını sunmakla yükümlüdür. Ayrıca bu belgeler ilgili sermaye şirketlerinin internet sitelerinde de yayınlanacaktır. Ortaklar ile ilgili menfaat sahipleri inceleyecekleri bu belgelerin suretlerinin ve varsa basılı şekillerinin kendilerine verilmesini isteyebilirler.
Tüm ortakların onaylaması halinde, küçük ve orta ölçekli şirketler birleşme raporu düzenlenmesinden olduğu gibi inceleme hakkının kullanılmasından da vazgeçebilirler.
F) ŞİRKETLERİN MALVARLIKLARINDAKİ DEĞİŞİKLİKLERİN BİLDİRİLMESİ
1) Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme amacıyla hazırlanan sözleşmenin imzalandığı tarih ile birleşme kararının genel kurulda onaylanacağı tarih arasında belirli bir süre geçer. Bu süre içinde birleşmeye katılan şirketlerin birinin aktif veya pasifinde önemli değişiklik meydana gelmişse yönetim organı, bu durumu genel kuruluna ve birleşmeye katılan diğer şirketlerin yönetim organlarına yazılı olarak bildirmelidir.
Bildirimin, incelemenin yapılmasına ve gerekli önlemlerin alınmasına olanak sağlayacak şekilde ve zamanda yapılması gerekir. Bu dürüstlük kurallının gereğidir.
Birleşmeden vazgeçme durumunda genel kurul onayına sunulan birleşme önerisi geri çekilir. Birleşmeye sözleşmede uyarlama yapmaya gerek olmaksızın devam etme kararı alındığında ise bunun gerekçesinin her bir şirketin genel kurulunda açıklanması gerekmektedir. Madde metninde belirtilen önemli değişiklik tanımlanmamış ve bunun tanımlanması uygulama ve doktrine bırakılmıştır.
2) Sorumluluk
Malvarlığında meydana gelen önemli değişikliğin bildirilmesi yükümlülüğünün yerine getirilmemesi veya geç yerine getirilmesi nedeniyle ilgili kişilerin zarara uğramasına sebep olan yönetim organlarının meydana gelen zarar dolayısıyla hukuki sorumluluğuna gidilebilir. Bununla birlikte doğru ve tam bilgiden yoksun olarak, birleşme kararına olumlu oy veren pay
sahiplerinin alınan birleşme kararına karşı iptal davası açma hakkı da mevcuttur.
G) BİRLEŞME KARARI
Birleşmeye hazırlık işlemlerinin tamamlanmasının ardından birleşme sözleşmesinin, birleşmek isteyen şirketlerin genel kurullarında ayrı ayrı onaylanması gerekmektedir. Birleşme sözleşmesi, yönetim kurulu tarafından imzalandıktan sonra değil; her
şirketin genel kurulu tarafından kanunda belirtilen nisaplara uygun olarak verilen karardan sonra geçerlidir.
Birleşme kararının genel kurul tarafından onaylanmasının istisnasını, sermaye şirketlerinin kolaylaştırılmış şekilde birleşmesini düzenleyen TK.155/I ve 156/I oluşturmaktadır. Buna göre, devralan sermaye şirketi devrolunan sermaye şirketinin oy hakkını veren bütün paylarına sahipse veya bir şirket ya da gerçek kişi yahut sözleşme dolayısıyla bağlı bulunan kişi gruplar, birleşmeye katılan sermaye şirketinin oy hakkı veren tüm paylarına sahipse bu takdirde sermaye şirketinin birleşme sözleşmesini genel kurula sunmayabilirler. Bu kolaylıktan yararlanmak isteyen şirketler birleşme sözleşmesini doğrudan doğruya sicile tescil için götürürler.
TK’da birleşme kararında uyulması gereken nisaplar şirketlerin tiplerine göre belirlenmiştir. Bu belirlenen nisaplar hafifletilemez nitelikte olup daha da fazla ağırlaştırılması ise mümkündür.
H) BİRLEŞMENİN HÜKÜM İFADE ETMESİ
1) Ticaret Siciline Tescil
Birleşme sözleşmesinin genel kurul tarafından onaylanmasını takiben, yönetim organlarınca birleşmeye ilişkin tüm belgeler (birleşme sözleşmesi, bilanço, birleşme raporu, denetim raporu ve varsa Rekabet Kurulunun izin verdiğine dair belge) ve genellikle sermaye arttırılması halinde sermaye arttırma kararı ile buna ilişkin esas sözleşme değişikliğinin sicil müdürlüğüne verilmesi gerekir. Bu husus birleşmenin hukuki anlamda var olabilmesi ve hukuki sonuçlarını doğurabilmesi için gereklidir. Yönetim kurulu imzasıyla askıda geçerli olan birleşme sözleşmesi genel kurul onayıyla geçerli hale geldikten sonra taraflar arasında bağlayıcı hale gelse de, hukuki sonuçlarını doğurabilmesi için ticaret siciline tescil edilmesi gerekir. Ticaret siciline tescilde, sicil memuru tescil için aranan kanuni şartların uygun olup olmadığını kontrol etmek zorundadır. Mahkeme kararına bağlı bulunan veya sicil müdür tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan hususların varlığı halinde geçici tescil yapılabilir. Sicil memuru kararlarında karşı 8 gün içinde itiraz edilebilir.
2) Tescilin Hukuki Sonuçları
Birleşme, birleşme kararının ticaret siciline tescili ile birlikte geçerlilik kazanır. Birleşmenin onaylanmasının ardında sicile yapılan tescil kurucu bir etkiye sahiptir. Ancak burada kurucu etkiye sahip olan tescil devrolunan şirketin yaptığı tescildir. Devralan şirketin tescili açıklayıcı niteliktedir. Devrolunan şirketin tescili ile yeni bir hukuki sonuç doğmakta ve devrolunan şirketin malvarlığı kesintisiz olarak devralan şirkete kendiliğinden geçmektedir.
Tescilin bir diğer sonucu ise alacakların teminat altına alınması için öngörülen sürenin işlemeye başlamasıdır. Tescil ile birlikte şirketten alacaklı olan alacaklılar birleşen şirketlerden olan alacakların birleşme nedeniyle teminat altına alınmasını 30 gün içinde
isteyebileceklerdir.
3) İlan
Ticaret siciline tescil ettirilen birleşme kararı, aynı zamanda TTSG’de ilan edilmelidir