I- TANIMI ve HUKUKİ NİTELİĞİ
Çek yalnızca bir bankaya hitaben yazılabilen kanuni şekil şartlarına tabi, kıymetli evrak sayılan özel bir havale senedidir. Çekin poliçede olduğu gibi nitelikli bir havale olduğu kabul edilmektedir. Çek kanunen emre yazılı senetlerden olması nedeniyle ciro ve zilyetliğin geçirilmesi yoluyla devredilir. Çeki düzenleyen kişi, çek düzenlemek suretiyle muhataba belirli bir bedelin lehtara ödenmesi ve aynı zamanda lehtar veya çeki ondan devralan kişiye bu bedeli tahsil etmesi yetkisini vermektedir. Böylece üçlü bir ilişki ortaya çıkmaktadır.
Çek bir ödeme aracı olup, kredi işlevi yoktur. Zira çek ibrazında ödenmesi gereken bir senettir.
Çek hakkında hukukumuzda Ticaret Kanunu ve Çek Kanunu olmak üzere iki mevzuat bulunmaktadır. Çek Kanunu ve Ticaret Kanunu arasındaki ilişkinin kurulması bakımından ÇK m:1/II hükmü öngörülmüştür. Bu hükme göre, Çek Kanununda hüküm olmayan hallerde genel hükümler uygulanır. Dolayısıyla özel kanun genel kanun ayrımının temelinde Ticaret Kanunu hükümleri de uygulamaya devam edecektir.
II- ÇEK DÜZENLEMENİN ŞARTLARI
A) Genel Olarak
Çeke ilişkin iki temel kanunun bulunması nedeniyle şekil şartları da her iki kanunda farklı şekilde düzenlenmiştir. Çeke ilişkin zorunlu şekil şartları TK madde780 ve 781’de düzenlenmiştir. Ancak Çek Kanunu (ÇK) madde.2’de öngörülen şekil şartları TK aksine çekin geçerliliğini etkilememektedir. Buna göre Ticaret Kanunu madde 780 ve 781 ‘deki unsurları taşıması kaydıyla, düzenlenen çekin ÇK madde 2 de yer alan koşullara aykırı olması çekin geçerliliğini etkilemez. Dolayısıyla çek hakkında çekin geçerliliğini etkileyen ve etkilemeyen şartlar olmak üzere çeşit şart bulunmaktadır. Bunlar dışında bir de çek düzenlenebilmesi için bazı ön şartların varlığı aranır.
B) Ön Şartlar
1) Karşılık
Düzenleyenin çek keşide edebilmesi için muhatap/banka nezdinde emrine tahsis edilmiş bir karşılığının olması gerekir. Karşılık, çeki ödemeye yetecek meblağın çekle çalışan hesapta bulunması ve hesap sahibinin emrine hazır tutulmasıdır. Karşılığın çekin ödenmek üzere bankaya ibraz edildiği anda bulunması gerekli ve yeterlidir. Karşılık nakit olabileceği gibi kredi şeklinde
olması da mümkündür. Çekin düzenlendiği hesapta kısmi karşılık bulunması halinde muhatap bu tutarı ödemekle yükümlüdür. Karşılık çekin geçerlilik şartı değildir. Dolayısıyla karşılık bulunmadan düzenlenen çekler de geçerlidir.
2) Çek anlaşması
Çek düzenlemenin ikinci ön şartı karşılık üzerinde çek düzenlemek suretiyle tasarruf hakkının haiz olacağına dair muhatap ile düzenleyen arasında bir anlaşmanın yapılmış olmasıdır. TK 783/I’ e göre bu anlaşma açık olarak yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Ancak ÇK m.2/III’ göre çek hesabı ilgilinin, vekilinin veya yasal temsilcisinin imzası olmadan açılamaz. Dolayısıyla çek anlaşması yazılı yapılmalıdır artık. Çek anlaşması ancak sahibinin veya yasal temsilcisinin yazılı talebi ya da mevduat veya katılım fonu zamanaşımı süresinin dolması ile sona erdirilebilir. Banka ile çek düzenlemek isteyen kişinin çek anlaşmasının yapmalarının ardından, bankanın müşterisine çek karnesi vermesi gerekir.
Çek anlaşması ile banka üzerine keşide edilen çeki ödeme, düzenleyen ise muhatap nezdinde yeterli karşılığı bulundurma asıl borcu altına girmektedir.
C) Çekin Geçerliliğini Etkileyen Şekil Şartları
Bir çekin geçerli olabilmesi için asgari olarak anılan hükümlerdeki şekil şartlarını yerine getirmiş olması ve çekin geçersizliğine neden olarak unsurları taşımaması gerekir.
**Çekin geçerlilik şartları içinde lehtar bulunmamaktadır. Bu sebeple çek emre, nama veya hamiline yazılı olarak düzenlenebilir. Ancak çekin nama ve emre düzenlenmesi için lehtarın gösterilmesi gerekir. Düzenleyen kimse üçüncü bir kişiyi lehtar olarak gösterebileceği gibi bizzat kendisini de lehtar olarak gösterebilir.
– Çek kelimesi
– Belirli bir bedelin kayıtsız şartız ödenmesi emri: Faiz şartı dışında poliçeye ilişkin anlatılanlar çek içinde geçerlidir. Çeke faiz kaydı konulamaz. Konulmuşsa yazılmamış sayılır.
– Ödeyecek kişinin muhatabın ticaret unvanı: Türkiye’de ödenecek çek söz konusu olduğunda muhatap ancak bir banka olabilir. Çek üzerinde muhatabın ticaret unvanının belirtilmemiş olması halinde çek geçersiz olduğu gibi havale ilişkisinin mevcudiyetinden de bahsedilemez. Gerçek kişi üzerine düzenlenen çekler havale hükmündedir. Çek muhatabın yerleşim yerinde veya başka bir yerde üçüncü kişi nezdinde ödemek üzere düzenlenebilir. (adresli/ yerleşim yerli)
– Ödeme yeri
– Düzenleme tarihi ve yeri: Düzeleme tarihi ibraz sürelerinin belirlenmesi açısından önemli olduğu gii, düzenleyenin ehliyetinin belirlenmesi bakımından da önemlidir. Çekin ibraz süresinin keşide tarihinden itibaren başlaması nedeniyle düzenleme tarihinin gün, ay ve yıl olarak belirlenmesi çekin zorunlu şekil şartlarından birisidir. Bunlardan birinin eksik olması çekin geçersizliği sonucunu doğurur. Ancak keşide tarihi atıldıktan sonra imza ile bunun değiştirilmesi mümkündür. Düzenleyen keşide günün dilediği gibi belirleyebilir. Diğer bir ifade ile keşide gününün gerçeği yansıtması
gerekmez. Dolayısıyla keşide günü olarak ileri bir tarihi belirlemek suretiyle ileri tarihli bir çek oluşturulması mümkündür.
İleri tarihli çekler de ibrazında ödenir. Çekin görüldüğünde ödenecek olması nedeniyle vade yazılmaz. Dolayısıyla düzenleme tarihi dışında konulan vade kayıtları geçersizdir ancak vade kaydının geçersizliği çekin geçerliliğini etkilemez.
Çek üzerinde bulunan düzenleme tarihinin takvimde bulunmaması halinde ilgili ayın son günü düzenleme tarihi olarak kabul edilmektedir.
Düzenleyenin imzası: Çekin geçerliliğine ilişkin bulunması gereken son unsur düzenleyenin keşidecinin imzasıdır. Çekin düzenleyen tarafından imzalanması şarttır ancak düzenleyenin ad ve soyadını yazılması şart değildir. Kural olarak çek düzenlemek amacıyla adına hesap açılan kişi düzenleyen konumundadır. Poliçenin imzasına ilişkin anlatılanlar burada da geçerlidir. Ancak burada çeke özgü birkaç sorun bulunmaktadır. Bunlardan ilki temsile ilişkindir. Çek hesabı sahibi gerçek
kişi, kendisi adına çek düzenlemek adına bir başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemez. Ancak kanun tarafından temsilci aracılığıyla çek düzenlenmesinin yasaklanmasına karşılık bunun müeyyidesi olarak geçersizlik öngörülmemiş; tam aksine aynı hükümde gerçek kişinin temsilcisi veya vekili olarak çek düzenlenmesi halinde bu çekten dolayı hukuki sorumluluk ile idari yaptırımın sorumluluğunun çek sahibinde odluğu açıkça belirtilmiştir.
Bununla birlikte temsilci yasağı iradi temsil için geçerlidir. Yasal temsilin kanundan kaynaklanması nedeniyle vasi, veli, ticari temsilci gibi kişilerin bulunması durumunda bu kişilerin çek düzenlemeye yetkisinin varlığı kabul edilmelidir.
Adi şirketin tüzel kişiliği olmaması nedeniyle onun adına da çek düzenlenemez. Ortakların kendi adlarına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortak, bu kişiye karşı bizzat kendisi alacaklı ve borçlu olur. Lehtar bölümünde adi şirketin yazması durumunda ise çek hamiline çek olarak ayakta kalır.