Türkiye hem 85 milyona dayanan nüfusu hem de genç ve kaliteli iş gücü sayesinde yatırım yapmak için tercih edilen bir ülkedir. Üstelik yabancı yatırımcılara sağlanan teşvikler, vergi indirimleri, ücretsiz arazi tahsisleri gibi kolaylıklar nedeniyle Türkiye’de yatırım yapmayı cazip kılmaktadır.
Önceki yazımızda altyapı, bilgi ve iletişim teknolojileri, enerji ve doğal kaynaklar, kimya, lojistik ve ulaştırma, makine sektörlerinden bahsetmiştik. İlgili yazımıza ekte ulaşmak için tıklayınız.
Türkiye’nin farklı sektörlerinde keşfedilmeyi bekleyen diğer yatırım fırsatlarına göz atalım.
Yazı İçeriği
Toggle1. SAĞLIK SEKTÖRÜ
Sağlık sektörü ve ilgili endüstrilerin Türkiye’de stratejik öneme sahip olduğu kabul edilmektedir. Bu endüstrilerin sosyal ve ekonomik etkileri göz önünde bulundurulduğunda, bu stratejik önem daha da iyi anlaşılmaktadır. Türkiye, Sağlık Bakanlığı tarafından 2004 yılında uygulamaya alınan Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık reformları konusundaki kararlılığını göstermiştir. Söz konusu reformlar, ülkenin sağlık sisteminde önemli gelişmelere damga vururken, Ar-Ge yatırımları ve sağlık sektöründeki inovasyonlara yapılan yatırımlarla da desteklenmiştir.
2020 yılında, Türkiye’nin 18. sırada olduğu küresel ilaç pazarının değeri 1,2 trilyon ABD dolarına ulaşmıştır.
Türk ilaç sektörüne ilişkin bazı önemli veriler ve rakamlar şunlardır:
- 2020 yılında Türk ilaç sektörü %17,6’lık büyüme göstererek 47,9 milyar TL’ye ulaşmıştır. Aynı dönemde birim satışlar 2,2 milyar olmuştur.
- Sektörde 500 civarında şirket faaliyet göstermektedir. Ocak 2021 itibarıyla, en yüksek uluslararası standartları karşılayabilen 83 ilaç ve 11 hammadde üretim tesisi bulunmaktadır.
- Bu 94 üretim tesisinden 23’ü çok uluslu şirketlere aittir.
- 11 hammadde üretim tesisinden 3’ü çok uluslu şirketlere aittir.
- İlaç endüstrisi 39.000’in üzerinde kişiye istihdam sağlarken 12.000’den fazla ürün üretmektedir.
- 2020 yılında biyoteknolojik ürünler, 34,3 milyon birim üzerinden 8,7 milyar TL değer ile reçeteli ürünlerin %18,2’sini oluşturmuştur.
- Söz konusu biyoteknolojik ilaç pazarı 2020 yılında %21,8 büyüme ile toplam 7,8 milyar TL’ye ulaşmıştır.
- Biyobenzer ilaç pazarı %50,4 büyüme ile 938,5 milyon TL olmuştur.
- 2017 yılında 1.018 milyon ABD doları olan ilaç ihracat hacmi, %80,3 gibi yüksek bir artışla 2020 yılında 1.836 milyar ABD dolarına ulaşmıştır.
- Türk ilaç üreticileri, aralarında AB, Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesi ve BDT ülkelerinin de bulunduğu 170’ten fazla ülkeye ihracat gerçekleştirmektedir.
- Sektördeki yönetmelikler AB direktifleri ile uyumludur.
Türk tıbbi cihaz sektörüne ilişkin bazı önemli veriler ve rakamlar şu şekildedir:
- Türk tıbbi cihaz pazarının değeri 2020 yılında 1,92 milyar ABD dolarını aşmıştır.
- Pazarın 2021-2024 yılları arasında TL bazında yılda %7,7 büyümesi beklenmektedir.
- Sağlık kampüsü projeleri, sektördeki artan talebi önümüzdeki birkaç yıl içinde karşılayacaktır.
- Büyüyen sağlık turizmi sektöründe 2019 yılında neredeyse 662.000’e ulaşan turist sayısıyla birlikte, tıbbi cihaz talebinin de artması beklenmektedir. Sağlık Bakanlığı bu sayının 2023 yılına kadar 1,5 milyonu bulacağını öngörmektedir.
- Tıbbi cihaz yönetmelikleri AB direktifleri ile uyumludur.
2. FİNANSAL YATIRIMLAR VE STARTUPLAR
Türkiye’nin süregelen reform süreci ve projeye özel teşviklerle desteklenen teknolojik imkânları, ülkede yıllar içinde gelişen bir startup ekosisteminin oluşmasını sağlamıştır. Türkiye’deki startup ekosistemi, fonlama tarafında melek yatırımcı ağlarından girişim sermayesi fonlarına, destek tarafında ise hızlandırıcı programlarından teknoparklara, mentorlara ve kamu kurumlarına kadar uzanan tüm temel paydaşları bünyesinde barındırmaktadır.
- Türkiye, ortanca yaşı 33,1 olan 84,7 milyonluk nüfusuyla Avrupa’daki en büyük ve en genç nüfusa sahiptir.
- Genç nüfusun dijital olarak da aktif olduğu Türkiye, dünya çapında Instagram için 6., Twitter için 7., TikTok için 9., YouTube için 12., LinkedIn için 14. ve Facebook için ise 14. en büyük pazar konumundadır. Ayrıca Türkiye, mobil uygulamalarda toplam indirme sayısı açısından dünyada 7. büyük pazar konumundadır. Bu rakamlarla Türkiye, teknoloji alanındaki geliştiriciler için mükemmel bir üretim ve uygulama sahası olarak ön plana çıkmaktadır.
- Türkiye’nin startup ekosistemi son iki yıl içinde Trendyol ile “decacorn”; Peak Games, Getir ve Dream Games ile de üç adet “unicorn” çıkarmıştır.
- 2021 yılında 294 startup, melek yatırımcılar ve girişim sermayelerinden toplam 1,6 milyar ABD doları yatırım çekerek ekosistem için yeni bir rekor kırmıştır. Türkiye, startup yatırımlarında Avrupa’da 10., Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde ise 2. olmuştur.
- 2021 yılında sermaye artırımlarında, market teslimatı, oyun, gayrimenkul teknolojileri (proptech), finansal teknolojiler (fintech) ve blokzincir (blockchain) önde gelen dikey sektörler olurken, oyun, yapay zeka, derin teknoloji (deeptech), finansal teknolojiler ve sağlık teknolojileri (healthtech) işlem adedi bazında başı çekmiştir.
- 2021 yılında oyun sektörü toplam 265 milyon ABD doları değerindeki 52 satın alma işlemi ile bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Dream Games tek başına 205 milyon ABD doları yatırım elde ederek Türkiye’de bugüne kadarki en büyük oyun girişimi fonlama anlaşmasına imza atarken, aynı zamanda unicorn’a dönüşen en hızlı girişim olmuştur. 2022 yılının Ocak ayında Dream Games, C serisi finansman turunda 255 milyon ABD doları ilave yatırım elde ederek toplam değerlemesini 2,75 milyar ABD dolarına taşımıştır.
- Market teslimatı sektöründe Getir, 2021 yılında B, C ve D serisi finansman turlarında 983 milyon ABD doları tutarında yatırım almıştır. 2021 yılının Haziran ayında sonuçlanan yatırım turunda Getir’in değerlemesi 7,5 milyar ABD dolarına ulaşmıştır.
- E-ticaret platformu Trendyol, Türkiye’nin ileri aşamalar tarafındaki en büyük yatırımını almıştır. Girişim sermaye yatırımcılarından oluşan bir konsorsiyum, Trendyol’un %9,09 hissesini 1,5 milyar ABD doları karşılığında satın alarak Trendyol’un değerini 16,5 milyar ABD dolarına taşımış ve Türkiye’nin ilk decacorn’u olmasını sağlamıştır.
- İstanbul, Avrupa’nın en çok yatırım çeken şehirleri arasında 13., yatırım adedi bakımından ise 4. sırada yer almaktadır. Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde ise İstanbul, hem satın alma sayısı hem de toplam yatırım tutarı açısından Tel Aviv’in arkasından 2. sırada yer almaktadır.
- Gelişmiş startup ekosistemi, yüksek teknoloji kullanımına yatkın büyük ve genç nüfus, rekabetçi maliyete sahip ve yetkin ürün geliştirici havuzu, her geçen yıl farklı sektörlerde artmakta olan yatırım trendleri ve küresel şirketlere yapılan başarılı çıkışların (exit) desteğiyle Türkiye’den yakın gelecekte daha fazla sayıda “unicorn” şirketin çıkacağı öngörülmektedir.
- Uluslararası finansal yatırımcılar, gelecekteki başarılı çıkış turlarından faydalanmak için doğrudan veya dolaylı olarak fonlar üzerinden Türkiye startup ekosistemine yatırım yapabilirler.
Finans sektörü, Türkiye’de 2000’li yılların başında yaşanan yerel ekonomik krizin ardından, uygulamaya alınan düzenleyici reformlar ve yapısal değişiklikler sayesinde, 2009 yılında baş gösteren ve sonrasında da devam eden küresel finansal kriz sırasında ne derece dirençli olduğunu kanıtlamıştır. Yapılan reformlar yatırımcıların güvenini arttırmış ve finans sektörü uluslararası doğrudan yatırımlarda en çok tercih edilen alan haline gelerek 2005 yılından bu yana 52 milyar ABD doları yatırım çekmiştir.
Finans sektöründe önemli bir ağırlığa sahip bankacılık hizmetleri, tüm finansal hizmetler içinde yaklaşık %70 payı elinde bulundururken, sigortacılık hizmetleri ve diğer finansal faaliyetler de önemli bir büyüme potansiyeli barındırmaktadır. Türkiye’de; 32 mevduat bankası, 13 kalkınma ve yatırım bankası, 6 katılım bankası olmak üzere toplam 51 adet banka faaliyet göstermektedir. Bu 51 bankanın 28’i yabancı sermayeye sahiptir (sektördeki toplam varlıkların %27’si yabancı yatırımcılara aittir).
Türk sigorta sektörü, emsal ülkelerle kıyaslandığında halen yeterince girilememiş bir pazardır (GSYH’nin %1,5’ini temsil etmektedir). Yeni sigorta şirketlerinin kurulması ve Türkiye pazarından pay almasıyla birlikte sigorta sektörü bu potansiyelini faaliyete geçirmektedir. Türkiye, finansal ürünler ve hizmetlere giderek daha çok ihtiyaç duyan genç ve dinamik nüfusunun da kısmen teşvik ettiği, güçlü bir ekonomik büyüme sergilemektedir.
Ülkenin sağlam ekonomisi, vadettiği parlak gelecek ile Türkiye finans sektörü için de itici bir güç olmuştur. Son 16 yılda, Türkiye’nin GSYİH’si yıllık ortalama %5,5 büyümüştür ve bu büyüme hızının devam etmesi beklenmektedir. Türkiye’nin büyük ve çeşitlendirilmiş ekonomisi kayda değer büyüme göstererek 2018 yılında dünyanın en büyük 13. ekonomisi hâline gelmiştir.
Türkiye’nin ekonomik büyümesi aynı zamanda, gelir artışı ve artan satın alma gücüne sahip bir orta sınıfın gelişmesini sağlamıştır.
Türkiye ayrıca yakın gelecekte ulaşılması amaçlanan özel ekonomik hedefler belirlemiştir. Bu hedeflerden biri de İstanbul’u önemli bir finans merkezine dönüştürmektir. Türkiye’nin büyük ve genç nüfusu, nitelikli iş gücü ve jeo-stratejik konumuyla birlikte hızla gelişen pazarları, İstanbul’u uluslararası finans merkezi olarak ideal aday haline getirmektedir. Hükümetin İstanbul Finans Merkezi projesini başlatmasından bu yana hızla ilerleme kaydeden İstanbul, artık dünyanın gelişmekte olan finans merkezlerinden biri olarak göze çarpmaktadır.
3. GAYRİMENKUL
İnşaat ve emlak sektörleri Türk ekonomisini ayakta tutan en önemli sektörlerdendir. Özellikle artan nüfus ve ülke genelindeki kentsel dönüşüm projeleri nedeniyle Türkiye’de emlak ve inşaat sektörleri çok canlıdır. Bu nedenle inşaat ve emlak sektörlerinin uzun bir süre daha yatırımcılar için cazip seçenekler olacağını söyleyebiliriz.
Eylül 2017 itibarıyla Türkiye’deki konut satışlarının %6’sı yabancı yatırımcılara yapıldı. Bu rakamın gittikçe artması bekleniyor. Ayrıca yabancı yatırımcıların Türkiye’de gayrimenkul satın alabilmesi için ikamet izni şartı da bulunmuyor. En az 500 bin dolarlık gayrimenkul satın alan yatırımcılara da Türk vatandaşlığı hakkı veriliyor.
Avrupa’nın geleceği en parlak gayrimenkul pazarlarından biri olan Türkiye için emlak pazarlarında sıklıkla kullanılan “konum, konum, konum” söylemi ülke için oldukça uygundur. Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya’nın kesişim noktasındaki stratejik konumu ve 83 milyon nüfusuyla Türkiye, güçlü inşaat sektörünü, giderek büyüyen ticari ve sınai üretimiyle bir araya getirerek gayrimenkul geliştiricileri ve yatırımcıları için harika fırsatlar sunmaktadır.
- UDY girişi 2020 yılında 7,8 milyar ABD doları olarak kaydedilirken, gayrimenkulün bu tutar içindeki payı 4,4 milyar ABD doları (%57) olmuştur.
- Özellikle İstanbul’a yönelik kentsel dönüşüm çalışmaları ve mega projeler yakın gelecekteki faaliyetlere yön vermektedir. Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli ve İstanbul Havalimanı bu projeler arasında sayılabilir.
- Kentsel Yenileme ve Dönüşüm girişimi 7,5 milyon konutu kapsayacaktır. 400 milyar ABD doları bütçesi olan bu girişime özel sektör büyük katkı sağlamaktadır.
- Türkiye emlak pazarında satılan toplam konut sayısı 2020 yılında 1,5 milyon adede ulaşmıştır. 2012 yılında mütekabiliyet yasasının kaldırılması ile yabancılara gayrimenkul satışları da artmaya başlamıştır. 2020 yılında, Türkiye’de yabancılara toplam 40,812 adet konut satılmıştır. Yabancılara konut satışında, İstanbul 2020 yılında gerçekleşen 19.175 satışla ilk sırada yer alırken, onu 7.735 satışla Antalya, 2.746 satışla Ankara ve 1.340 satışla Bursa izlemiştir.
- İstanbul’daki A sınıfı ofis stoku, 2020 yılı sonu itibarıyla 5,6 milyon metrekareyi aşmıştır. İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) de dahil olmak üzere 1,7 milyon metrekarenin üzerinde ofis arzının inşaatı devam etmektedir ve 2022 yılı sonu itibarıyla toplam A sınıfı ofis arzının yaklaşık 7,4 milyon metrekare brüt kiralanabilir alana ulaşması beklenmektedir.
- Türkiye’de faal durumda olan 447 adet alışveriş merkezi bulunmaktadır; bu alışveriş merkezlerindeki toplam brüt kiralanabilir alan 13,6 milyon metrekaredir. İstanbul’daki 133 alışveriş merkezine ait 5,1 milyon metrekarelik toplam brüt kiralanabilir alan, Türkiye’deki toplam kiralanabilir alışveriş merkezi alanının %37’sine karşılık gelmektedir.
- 2020 yılında İstanbul ve Kocaeli’deki toplam lojistik gayrimenkul arzı 10,2 milyon metrekare olmuştur. 2020 yılında, 318.000 metrekarelik lojistik kiralama işlemi tamamlanarak 2019 yılı sonuna göre neredeyse üçe katlanmıştır.
4. İŞ HİZMETLERİ
Türkiye’nin Avrupa, Bağımsız Devletler Topluluğu, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın kesişim noktasındaki stratejik konumunun yanı sıra ülkenin mevcut potansiyeli, kişi başı milli gelirindeki artış ve genç ve artan geniş nüfusu, Türkiye’deki iş hizmetleri sektörünün gelişimini olumlu yönde etkilemiştir. Türkiye’nin mühendislik ve mimarlık alanlarında danışmanlık, teknik test ve çağrı merkezleri gibi geniş bir yelpazeye yayılan iş hizmeti kollarında deneyimi bulunmaktadır. Ülke aynı zamanda denetim ve muhasebe, hukuk müşavirliği ve danışmanlık gibi bilgiye dayalı alanlarda da uzmanlığa sahiptir.
Mühendislik ve Mimari Proje Danışmanlığı
- Türkiye’deki mühendislik ve mimari proje danışmanlığı şirketleri mühendislik, mimarlık, tasarım, teknik çizim, şehir planlaması, fen işleri ve çevre hizmetleri alanlarında hizmet sunmaktadır.
- Nitelikli iş gücü, uluslararası standartlara kıyasla maliyet-etkin hizmet, farklı pazarlar ve proje türlerinde uzmanlık, Türkiye’de sektörü ileriye taşımaya yardımcı olan unsurlardır.
- Türkiye’de 2017-2018 akademik yılında, üniversitelerin mühendislik ve mühendislik işleri bölümlerinden toplam 39.337 öğrenci, mimarlık ve inşaat ile ilgili bölümlerinden ise 18.092 öğrenci mezun olmuştur.
Teknik Test
- Teknik test pazarı bileşim ve saflık testi, teknik muayene ve kara yolu taşımacılığı gibi çok çeşitli iş kollarında faaliyet göstermektedir.
- Bu hizmetlerin toplam yıllık cirosu son on yıl içinde yükselen bir grafik çizmiş olup Türkiye’de imalat, otomotiv, kimya, bilişim ve iletişim teknolojileri gibi sektörler büyümeye devam ettikçe teknik test gereksinimi artacaktır.
Çağrı Merkezleri
- Türkiye’de çağrı merkezi sektörü, 1990’lı yıllarda ülkenin ilk çağrı merkezlerinin açılmasından bu yana ivme kazanmıştır.
- Türkiye Çağrı Merkezleri Derneği verilerine göre sektörün pazar değeri 2013 yılında 2,9 milyar TL iken 2016 yılında 6,2 milyar TL’ye yükselmiştir. Benzer şekilde, çağrı merkezlerinde istihdam edilen kişi sayısı ise 70.200’den 96.000’e ulaşmıştır.
- Çağrı merkezi sektörü, 2023 yılı itibarıyla 300.000 kişilik iş gücüne ulaşmak gibi iddialı bir hedef belirlemiştir.
Bilgiye Dayalı Hizmetler
- Denetim ve muhasebe, hukuk müşavirliği ve danışmanlık gibi bilgiye dayalı hizmetler de Türkiye ekonomisinde önemli bir rol oynamaktadır.
- Türkiye’nin canlı ekonomisi ve gelişmiş iş ortamı, ülkedeki yabancı şirketlerin sayısındaki büyük artışın önünü açmıştır.
- Türkiye’deki yabancı sermayeli şirketlerin sayısı 2018 yılında 65.000’i aşmıştır. Gelişmiş iş ortamıyla birlikte bu artış, Türkiye’de bilgiye dayalı hizmetler sektörünün büyümesini sağlamıştır.
- Yeni düzenlemeler yürürlüğe girdikçe ve Türkiye AB ile uyumlu standartlara ulaşma hedefini sürdürdükçe, sektör de önemli büyüme kaydetmeye devam edecektir.
5. MADENCİLİK
Türkiye madencilik ve metal sektörü ülkenin güçlü ekonomisine paralel olarak büyümektedir. Alpler’den Güneydoğu Avrupa’ya yayılarak Türkiye, Aşağı Kafkaslar, İran ve Himalayalar üzerinden Çin’e kadar uzanan özel bir ofiyolit türü olan Tetis-Avrasya Metalojenik Kuşağı’nın batı bölümünün çoğunluğunu bünyesinde barındıran Türkiye, maden yatırımcılarına kanıtlanmış bir potansiyel sunmaktadır. Bu kuşakta en az keşif yapılan bölge olan Türkiye, bu özelliğiyle maden çıkarma faaliyetlerinde bulunan şirketler için oldukça umut vadeden bir bölge olarak dikkat çekmektedir.
Türkiye madencilik ve metal sektörüne ait bazı temel veriler ve rakamlar şu şekildedir:
- Madencilik sektörünün Türkiye GSYİH içindeki payı 2018 yılında %1,01 iken, 2019 yılında %1,08’e yükselmiştir.
- Sektörün toplam üretim değeri 2018 yılında 38,01 milyar TL iken 2019 yılında 46,7 milyar TL’ye ulaşmıştır.
- Türkiye’nin genç, dinamik ve eğitimli iş gücü oldukça nitelikli bir iş gücü havuzu sunmaktadır. Türkiye’de 38 şehirde 56 maden mühendisliği bölümü bulunmaktadır. Türkiye’deki maden mühendisi sayısı ise 2005 yılından bu yana %50’nin üzerinde artış göstererek 39.000’e ulaşmıştır. 2019 yılında, yetenek havuzuna 756 yeni maden mühendisi eklenmiştir.
- Türkiye’nin madencilik sektöründeki şirketlere sunduğu avantajlar yalnızca nitelikli iş gücüyle sınırlı olmayıp avantajlı lojistik ve sondaj maliyetleri, önemli pazarlara yakınlık, cazip devlet teşvikleri ve oldukça rekabetçi vergileri de içermektedir.
- Çarpıcı ekonomik büyüme, uzun yıllardır süregelen siyasi istikrar, yapısal reformlar ve devlet kurumlarının sunduğu destek sayesinde Türkiye, madencilik sektörüne 2020 yılında 132 milyon ABD doları doğrudan yabancı yatırım girişi sağlamıştır. Sektördeki ihracat ise 2020 yılında 4,27 milyar ABD doları olarak kaydedilmiştir.
- Türkiye’de 2004 yılında sadece 138 olan uluslararası maden şirketi sayısının bugün 773’e çıkmış olması yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisinin arttığını kanıtlar niteliktedir.
Türkiye’nin bölgesel yatırım teşvik sistemi, bölgelerin gelişmişlik seviyelerine göre 1 ile 6 arasında gruplandırıldığı ve en az gelişmiş bölgelerin 6. seviye olarak değerlendirildiği bir modele dayanmaktadır. Bu sistem kapsamında, en avantajlı teşvikler daha az gelişmiş bölgelere sunulmaktadır. Madencilik sektörü bu sistem için bir istisna teşkil etmekte olup gerçekleştiği yere bakılmaksızın madencilik sektöründeki çoğu yatırım Bölge 5’e sunulan teşviklerle desteklenmektedir.
6. TARIM GIDA
Dicle ve Fırat nehirlerine ev sahipliği yapan Türkiye’nin tarım sektörü bugün antik Mezopotamya’nın zenginliğini yansıtmaktadır. Türkiye, elverişli coğrafi koşulları ve iklimi, geniş tarım arazileri ve su kaynaklarının bolluğu ile tarım ve gıda alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Türkiye, 2020 yılında ülkedeki çalışan nüfusunun yaklaşık %18’ine istihdam sağlayan ve ülke GSYİH’sinin %6,6’sını oluşturan güçlü bir tarım ve gıda endüstrisine sahiptir. Sektörün GSYİH’ye olan mali katkısı 2020 yılında 47,3 milyar ABD doları olmuştur.
Sektörü güçlü kılan özellikler arasında, ülkenin genç nüfusu, pazar büyüklüğü, dinamik ekonomisi, güçlü turizm geliri ve elverişli iklim koşulları yer almaktadır.
Türkiye, dünyanın en büyük 10. tarım üreticisi olmakla birlikte kuru incir, fındık, ayva ve kuru kayısı üretiminde dünya lideridir. Ülke aynı zamanda dünyanın bir numaralı ayva, kuru üzüm ve un ihracatçısıdır. Türkiye, 2019 yılında 22,9 milyon ton süt üretimi gerçekleştirerek süt ve süt ürünleri üretiminde bölgesinde lider konuma gelmiştir. Buna ek olarak, Avrupa’daki toplam bitki türü sayısı 11.500 iken, Türkiye’nin toplam 11.000 bitki türüne ev sahipliği yaptığı tahmin edilmektedir.
Söz konusu üretim hacmi, Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika (EMENA) bölgesindeki en büyük tarım ürünleri ihracatçılarından biri olarak Türkiye’nin açık ara pozitif ticaret dengesini korumasını sağlamaktadır. Küreselde, Türkiye 2020 yılında 190’dan fazla ülkeye 1.800 çeşit tarım ürünü ihraç ederek 18,8 milyar ABD doları ihracat geliri elde etmiştir.
Türkiye, sera üretimi, hayvansal ve bitki bazlı proteinler, tohumlar, ceviz ve badem, bebek maması ve su ürünleri yetiştiriciliği gibi tarım endüstrisinin alt sektörlerinde önemli yatırım fırsatları sunmaktadır.
Türkiye, tarım sektörünün önde gelen küresel oyuncuları nezdinde kendini bölgesel bir üs ve tedarik merkezi için tercih edilen bir seçenek olarak konumlandırmayı hedeflemektedir. Ülke, sektördeki yatırımları teşvik etmek için potansiyel tarım ve gıda yatırımcılarına bir dizi teşvikler sunmaktadır.
7. TURİZM
Dünyanın en popüler 6. turizm merkezi olan ve 2019 yılında 51.2 milyondan fazla turist ağırlayan Türkiye, turizm endüstrisinin gerek oturmuş gerekse gelişmekte olan alt sektörlerinde geniş yatırım fırsatları sunmaya devam etmektedir.
Elverişli konumu, mevcut potansiyeli, mega projeleri ve 2023 yılı için belirlediği iddialı hedefleriyle turizm sektörü, yatak kapasitesini aşan bir hızla büyümeye devam etmektedir. Son yıllarda ülkeye yapılan yatırımlarda dikkat çekici bir artış olmasına rağmen yeni girişimler için hâlâ büyük fırsatlar bulunmaktadır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu, kültür turizminin yanı sıra bölgelerin karakteristik özelliği, tarihi ve kültürüyle de örtüşen ve giderek yaygınlaşan butik otel konsepti açısından değerlendirilmeyi bekleyen önemli bir potansiyel barındırmaktadır.
- Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) verilerine göre, Türkiye 2019 yılında dünyanın en popüler 6. turizm merkeziydi.
- UNWTO Dünya Turizm Barometresi’ne göre 2019 yılında Türkiye’ye gelen uluslararası turist sayısı 51.2 milyon, uluslararası turizm geliri ise 29.8 milyon ABD doları olarak kaydedilmiştir.
- Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre 2020 yılında Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı 15.9 milyon, turizm sektörünün elde ettiği gelir ise 12.1 milyar ABD dolarıdır.
- 2020 yılında ziyaretçi başına ortalama harcama 2019 yılına kıyasla %14,5 artarak 762 ABD doları olmuştur.
- İnanç turizmi alanında ise Türkiye; İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik gibi büyük dinlere ait kutsal mekanların yer aldığı birkaç ülkeden biridir.
- Antalya, 2020 yılında 33,3 milyon geceleme ile Türkiye’de yabancı ziyaretçilerin en çok tercih ettiği şehirdir. Antalya’nın merkezi ile çevresindeki Kemer, Belek ve Kaş gibi beldelerde 500’ün üzerinde 4 ve 5 yıldızlı otel bulunmaktadır.
- Türkiye’de faaliyet gösteren otel zincirlerinin sayısı 60’tır ve bunlardan 44’ünün sahibi yerliyken 16’sının sahibi yabancıdır.Türkiye’deki bu 60 zincirdeki toplam otel sayısı 942 iken toplam oda sayısı 177.785’tir.
- 8.300 km uzunluğunda kıyı şeridine sahip olan Türkiye, 519 adet mavi bayraklı plajıyla dünyada 3. sırada yer almaktadır.
- Türkiye, jeotermal turizm potansiyeli açısından dünyada ilk yedi ülke arasında yer alırken, 1.500 adet kaplıcayla Avrupa’da 1. sıradadır. Çeşitli kaplıca tesislerindeki toplam yatak kapasitesi ise 100.000’e ulaşmıştır.
- Belek bölgesi, Türkiye’nin en önemli golf merkezi olarak öne çıkmaktadır. Belek, 27 golf sahası, 70.000’in üzerinde yatak kapasitesi ve yaklaşık 2 milyon gelen turist sayısı ile dünyanın en popüler turizm merkezleri arasındadır.
- fDi Intelligence tarafından yayınlanan Turizm Yatırım Raporu 2021’e göre Türkiye, 2016-2020 yılları arasında turizm sektörüne yönelik uluslararası doğrudan yatırımlarda (UDY) 36 UDY projesi ile ilk 10 Avrupa ülkesi arasında 7. sırada yer almıştır.
- Türk hükümeti düşük hizmet ücretleri ve düşük vergi oranları gibi teşvikler sunarken bir yandan da turizm sektörünün büyümesini yavaşlatabilecek her türlü bürokratik engeli ortadan kaldırmayı hedefleyen politikalar izlemektedir.
8. TEKSTİL VE HAZIR GİYİM
Dünya tekstil piyasasında Çin’in büyük bir yere sahip olduğunu kabul etmek gerekir. Ancak Türkiye tekstil ve hazır giyim sektöründe sunduğu kalite, hammadde kaynakları açısından zenginlik, özel taleplere cevap verebilme, esneklik, Avrupa Birliği ve Orta Doğu gibi talebin yüksek olduğu bölgelere coğrafi olarak yakınlık gibi nedenlerle birçok avantaja sahip. Bu nedenle Türkiye’de tekstil ve hazır giyim alanında yatırım yapmanın yerinde bir hareket olacağını söyleyebiliriz.
Ayrıca 2018 yılında yürürlüğe girmesi beklenen yeni teşvik programıyla birlikte tekstil alanında yatırım yapacaklara mevcut teşviklerin yanı sıra bazı yeni teşvikler daha sunuldu. Buna göre özellikle ülkenin Doğu illerine tekstil alanında yapılacak yatırımlara ekstra pek çok teşvik daha verilecek.
9. ÇEVRE VE GERİ DÖNÜŞÜM
Sanayileşmenin neden olduğu tahribatları ortadan kaldırmak, küresel ısınmanın önüne geçmek ve çevre kirliliğine neden olabilecek durumları ortadan kaldırmak için gerekli adımların atılması çevre ve geri dönüşüm sektörünü önemli bir sektör haline getirdi. Türkiye’de Avrupa Birliği üyelik sürecinde olan ve Kyoto Protokolü’nü kabul eden bir ülke olduğu için geri dönüşüm konusunda büyük önem veriyor. Bu yolda Türkiye’nin yakın dönemde atık yönetimi ve geri dönüşüm sektörüne 7 ile 9 milyar Euro arasında yatırım yapması bekleniyor.
Bu bakımdan Türkiye’de geri dönüşüm alanında yatırım yapacak yerli ve yabancı yatırımcılara katma değer vergisi, gümrük vergisi, yatırım yeri tahsisi, faiz desteği, vergi indirimi gibi pek çok konuda destek veriliyor.